Ege Üniversitesi’nde Bir Grup Felsefe Öğrencisi KHK İle İhraç Edilen Hocaları Serdar Tekin İçin Bildirge Yayınladı.
Barış Bildirisi’ni imzaladığı gerekçesiyle KHK ile Ege Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırılan ve 7 yılı aşan yargı mücadelesi sonrası göreve iade edilen Dr. Serdar Tekin, Ankara 13. Bölge İdare Mahkemesi’nce göreve iade kararı bozularak ikinci kez üniversiteden ilişiği kesildi. Tekin’in ikinci kez ihracı tepkilere neden oldu.
Ege Üniversitesi’nde öğrenim gören bir grup Felsefe Bölümü öğrencisi, KHK ile ihraç edilen ve göreve iade edilmesinin ardından yeniden üniversite ile ilişiği kesilen Dr. Serdar Tekin’e destek amacıyla bildirge yayınladı. Üniversitelerin araştırma merkezleri olarak özerk, özgür ve baskıya tabi olmayan kurumlar olması gerektiğini vurgulayan öğrenciler, yaşanan son gelişmelerin üniversitelerin üniversite olma niteliğini büyük bir tahribata uğrattığını belirtti.
Nitelikli eğitim alma hakkımızın ulaşılması imkânsız hale gelmesinin yanı sıra geçim derdimiz, barınma sorunumuz bize öğrenci olduğumuzu unutturmuştur. Pandemi ve deprem dönemlerinde gözden ilk çıkarılan eğitim hakkımız, hocalarımıza dönem ortasında veda etmek zorunda oluşumuzla niteliğini tamamen kaybetmiştir. Gasp edilen yalnızca nitelikli eğitim hakkımız değil, hocalarımızın hakları ve ses çıkarma özgürlüğümüzdür” diyen öğrenciler, OHAL KHK’sı ile ihraç edilen Serdar Tekin’in görevine iade edilmesinin öğrencilerin yok olmuş motivasyonunu yerine getirdiğini belirtti.
‘HOCALARIMIZIN GÖREVE İADELERİNİ İSTİYORUZ’
Göreve iade kararının ardından Tekin’in yeniden üniversiteden ilişiğinin kesilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan öğrenciler, “Serdar Tekin hocamız, tek dersiyle bize aradığımız motivasyonu sağlayarak bizi çok mutlu etmişti. Lakin bu mutluluk yalnızca birkaç saat sürebildi. İlk dersimizin akşamında Serdar Tekin hocamızın tekrar ihracına hükmeden kararın verildiğini öğrendik. Bütün Türkiye’de benzerlerine rastlanan bu kararlara hüküm veren siyasi ve hukuki özneler, hocalarımıza yaptıkları sıradanlaşan kötülüğün yanında, hocalarından mahrum bıraktıkları biz öğrencilere de büyük kötülük yapmaktadır. Bu öznelerin her bir kararı ile birer Dreyfus Davası yaşattıklarını tarih önünde hatırlatmak isteriz. Aydınlığın gücünü temsil eden, toplumun aklı olan akademisyenler, hukuksuzca kürsülerinden uzaklaştırıldılar ve uzaklaştırılmaktalar. Bu kararları kabul etmiyor, nitelikli eğitim hakkımıza, özerk üniversite talebimize sahip çıkıyor, hocalarımızın görevlerine iadelerini istiyoruz. Düşünce özgürlüğü anayasal bir haktır ve bu haklarımız gasp edilmektedir. Biz bu gaspa ortak olmayacağız ve susmuyoruz” ifadelerini kullandı.”