24 Kasım Öğretmenler Günü, Öğretmenliğin Kutsiyeti ve Khk’li Öğretmenler
Nurullah DÖNMEZ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ, ÖĞRETMENLİĞİN KUTSİYETİ ve KHK’Lİ ÖĞRETMENLER
Nurullah DÖNMEZ
Bilindiği üzere, 24 Kasım Öğretmenler Günü; 12 Eylül Askeri Darbesinin baş aktörü Kenan Evren tarafından, 1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100.yılının 24 Kasım’ında Öğretmenler Günü olarak kutlanması kabul edilmiş.
Ne yazık ki 12 Eylül darbesi ürünü bir çok uygulama sorgulansa da 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak kutlanması gerek Atatürk’ün doğum günü ile ilişkilendirilmesi, gerekse “öğretmenlerin bir günü olsun” duygusallığıyla ne eğitim camiası ve öğretmenler tarafından ne de aydınlar tarafından sorgulanmamıştır. Oysa “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” diye bütün dünyada kutlananan bir Öğretmenler Günü var.
12 Eylül faşist darbesiyle mesleklerinden edilen, yaklaşık 5000 (beşbin) öğretmenin hemen hemen hepsi görevlerine tekrar döndüler. Zira ülke, faşizan bir de yönetimle yönetilmesine rağmen bir devlet ciddiyeti vardı, yürüyen bir adalet mekanizması işliyordu. Bugün, hamasi söylemlerle, o günün ürünü olan öğretmenler gününü kutlama yarışına giren başta siyasiler olmak üzere hiç kimse taaa yedi yıl önce, hiç bir gerekçe gösterilmeden işlerinden, aşlarından, memleketlerinden ve hatta hayatlarından olan yüzbinlerce KHK’li öğretmenleri zikr etmemekte direnenler, tam bir korkaklık ve acziyet içerisindedirler.
12 Eylül faşist darbecilerin bile aklına gelemeyenleri, bugünün İslami kimlikli faşistler tarafından uygulanıyor olması da aslında siyasete hiç bir şekilde hiç bir dinin, inancın girmemesi gerektiğinin kanıtı olmuştur.Bu arada, dünya hızla değişiyor. Hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor. Ulaşım, haberleşme, mimari, giyim kuşam, sanat formları, mekanlar, yiyecek içecekler…Tabi bu değişimden Türkiye de nasibini alıyor. Fakat ne acıdır ki, en fazla yenilenmesi ve özgürleşmesi gereken eğitim sistemi ve öğretmenlik mesleği halen tek parti dönemi ve 12 Eylül Darbesi döneminden kalma kanun ve yönetmeliklerle sürdürülüyor.
Oysa bugün dünya çok değişti, eski usul yönetim anlayışlarının ve ideolojilerin bugün geçerliliği kalmadı. Bugün dünya daha demokratik, evrensel hukuk kurallarının ve insan haklarının geçerli sayıldığı, teknolojinin bir hayli geliştiği, sosyal paylaşım ağlarıyla ve insan ilişkileriyle bambaşka bir yönde ilerlemekte. Artık insanları eskiden olduğu gibi tektipleştirmek imkansız. Çünkü gelişen teknoloji , ulaşım ve haberleşme ağları ile ülkeler arasındaki sınırlar anlamsız hale gelmiş.
Yeni eğitim sistemi ve öğretmenlerin evrensel, farklılıklara saygılı, özgürlükçü, eleştirel bakışı önemseyen, değişimci, yenilikçi değer yargılarını öncelemesı gerekir.
Oysa mevcut eğitim sistemi ve öğretmenler insandan çok devleti koruyan, itaatkâr vatandaş yetiştirmeyi vazife edinmiş bir pozisyondadır. Bu sistemi kabul etmeyenler de maalesef bugünün faşist zihniyeti tarafından KHK’lerle diskalifiye edildiler.
Tek parti döneminden kalma eğitim sistemi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu; okullara ve eğitimcilere resmi ideolojinin bekçileri rolünü uygun görmek, bu toplumun bir ayıbı olarak devam ediyor…