Ben Yaşadıklarım Ve Yaptıklarımla Kızım Bahar’a Onurlu Bir Miras Bırakacağım.
YURDAGÜL ŞAHİN
Ben bana, bize yaşatılanları asla unutmayacağım var asla unutturmayacağım, Ama hep başım dik, anlım ak olarak geri dönmenin haklı gururunu yaşıyacağım.
İnsanların yaşamlarından, sevdiklerinden, topraklarından, zamandan koparılmadığı, kelime ve kavramları bile özlemek zorunda kalmadığı, doğal hayat akışının zorla darmadağın edilmediği bir yaşam dileğiyle…
Hayatın olağan akışı içinde kullandığımız ve kullanırken farkına bile varmadığımız bazı kelime, kavramlar ve alışkanlıklar vardır. Bu kelime ve kavramlar o kadar hayatımızın içinde ve aslında hayatımızın parçası haline gelirler ki biz onları yemek yemek, su içmek gibi doğallığında kullanır, yaşar ve yaşatırız. 2017′ nin Şubat Yedisinden bu yana beni ve yüz binlercemizi hayatın doğal akışı içinden koparıp zorla aldılar.
Olağan akıştan zorla koparıldığımda anladım ki bu kelime, kavram ve alışkanlıklar ne kadar da benmişim ne kadar bana aitmişler ve onların olmadığı bir hayat akışında olmak ne kadar da zormuş, olduklarında farketmediklerimizi yokluklarında özlemek ne garip bir duygu ve yoklukları ne büyük bir boşlukmuş.
7 yıl öncesi öğrenci, okul, öğretmenim, ders, konu, nerede kalmıştık, kitapları açın çocuklar, sınıf, sıra, yazılı, kopya, zil çaldı, öğretmenler odası, hocam, ek ders, maaş vb kelimeler yaşattımda idi ve ben bir an da onlardan zorla koparıldım ve onların yerini, masumiyet karinesi, haksızlık, hukuksuzluk, savunma hakkı, keyfiyet, belirsizlik, Ohal komisyonu, idari mahkeme, red, kabul, kaç yıl oldu, hocam sizin iş ne oldu, intihar, Khk’lılar, Khk’lı çocukları, 152 hak ihlali, öldükten sonra işe iade, Ohal, ihraç kamu emekçileri, platform gibi bu yeni kelime ve kavramlar aldı. Bu yeni hayat akışım da keyifli idi.
Ancak bu kelime ve kavramlar bilinçli ve zorunlu bir tercihin ürünü idiler ve hep farkında olduğum ve hep dinamik olmak zorunda olduğum bir döngünün içinde kendilerine yer bulmuşlardı. Bu yeni kelime ve kavramlar eski yani 7 yıl öncesi doğal hayat akışıma ve hasret duyduğum ve yokluklarında varlıklarını hissettiğim kelime ve kavramlara kavuşmak için oluşturulmuş yeni dünyam olmuşlardı.
Bu gün beni il milli eğitimden aradılar ve hocam kararnameniz geldi, hangi okulu istiyorsunuz dediler. Bir an şaka mı acaba? Biri beni işletiyor mu şoku yaşadım. Şok etkisi kısa süre sonra geçti ve yerini kafamda gezinen eski ama unutamadığım tanıdıklar gezinmesine bıraktı. Bunlar, kafamın bir köşesinde sanki saklanmışlar ve sonunda o gizli sandıktan bir bir çıkmaya başlamışlardı. Ben de çok uzun zaman sonra gördüğün bir tanıdığı görünce yaşadığın mutluluğa benzer bir mutluluk ve gülümseme beliriverdi.
17 Temmuz’dan bu yana güvenlik soruşturması yapıyorlardı. Sonunda güvenlik soruşturması sona ermiş benim “makul ve makbul” bir kamu emekçisi olduğuma karar verilmişti. Telefondaki ses tayin dedi, kararname dedi, okul dedi ve benim yedi yıldır özlemini duyduğum kelimeler yeniden yaşamıma girmeye başladı. Ben şoku atlattıktan ve okul seçimini yaptıktan sonra telefondaki sese “yaa bu kadar mıydı, bu kadar kolay mıydı? Ben yedi yıldır sadece bunun için mi okulumdan, çok sevdiğim mesleğindem ayrı kaldım.” Diyebildim.
Çok grift, karmaşık duygular içindeyim. 7 yıldır bize yaşatılanları nasıl bir köşeye koyup devam edebilirim, nasıl unutabilirim.
Ne diyeceğim, ne hissetmem gerekiyor emin değilim ama sık sık kendimi gülümserken buluyorum. İnsan, Öfke, kızgınlık, neşe ve mutuluğu aynı anda yaşanabiliyormuş.
Sonunda olmuştu, yedi yıl öncesi doğal hayat akışıma geri dönecektim ama ne ben yedi yıl öncesindeki Yurdagülüm ne de benim o bir çok anlam yüklediğim, hasret kaldığım kelime ve kavramlar. Ben bana, bize yaşatılanları asla unutmayacağım var asla unutturmayacağım, Ama hep başım dik, anlım ak olarak geri dönmenin haklı gururunu yaşıyacağım.
İnsanların yaşamlarımdan, sevdiklerinden, topraklarından, zamandan koparılmadığı, kelime ve kavramları bile özlemek zorunda kalmadığı, doğal hayat akışının zorla darmadağın edilmediği bir yaşam dileğiyle…
Oldu işte…
Şu anda ihraç edildiğim 60. Yıl Sarıgazi Ortaokulu’nun öğretmenlerinden biri olarak görünüyorum ve pazartesi yeni okulum Sultanlar Ortaokuluna başlayacağım.
Ben yaşadıklarım ve yaptıklarımla kızım Bahara onurlu bir mirası bırakacağım. Ne mutlu bana!