Perşembe, Ocak 23, 2025
HUKUKSİYASET

Mehmet Ağar, ‘Masumiyet Karinesi’ İle Beraat Etti

Aralarında Savaş Buldan, Namık Erdoğan, Behçet Cantürk, Ziya Ekinci ve babam Mecit Baskın’ın da bulunduğu bir çok aydın ve iş insanımızın katledilme emrini veren Mehmet Ağar’a onlarca delil ve gerçekliğe rağmen beraat kararını ‘masumiyet karinesi’ ile verdiler.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 1990’lı yıllarda işlenen 10 faili meçhul cinayeti konu alan davada aralarında Mehmet Ağar’ın da bulunduğu 17 sanığa verilen beraat kararının gerekçesini açıkladı.

Davanın açılmasına neden olan eski Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın’ın anlatımlarının “çelişkili” olduğu öne sürülen kararda, “masumiyet karinesi” gözetilerek, “şüpheden sanık yararlanır” kuralından sanıkların yararlanacağı savunuldu. Bu kurala göre, somut delil yoksa suç şüphesi sanık lehine yorumlanıyor.

Kararda, “Her ne kadar sanık Ayhan Çarkın’ın beyanları arasında somut gerçekle uyuşan hususlar mevcut ise de; sanığın, olayın üzerinden 18 yıl geçtikten sonra yaptığı açıklamaların, gerek soruşturma dosyasından ve gerekse basın-yayın organlarında yer alan haberlerden öğrenilip ifadeye dönüştürülmesi mümkün görülmekle; sanığın bu beyanları sanıkların mahkûmiyeti için yeterli görülmemiştir” denildi.

İnandırıcı delil elde edilemedi’

Kararda, sanık Ayhan Çarkın’ın sonradan değiştirdiği ve aşamalarda çelişkili ve dosya muhteviyatı ile uyumlu olmayan beyanları dışında, sanıkların atılı suçu işlediğini gösterir her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği kaydedildi.

Şüpheden sanık yararlanır’ kuralı uygulandı

Çarkın’ın yer gösterme işlemindeki beyanına göre cesedin bulunduğu yer ile sanığın ifadesindeki yerin uyuşmadığı örneği verilen kararda, şu sonuca varıldı:
“Masumiyet karinesi gözetilerek, yukarıda detaylı açıklandığı üzere şüpheden sanık yararlanır kuralı uyarınca sanıkların ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir. Her ne kadar sanık Ayhan Çarkın’ın beyanları arasında somut gerçekle uyuşan hususlar mevcut ise de; sanığın, olayın üzerinden 18 yıl geçtikten sonra yaptığı açıklamaların, gerek soruşturma dosyasından ve gerekse basın-yayın organlarında yer alan haberlerden öğrenilip ifadeye dönüştürülmesi mümkün görülmekle; sanığın bu beyanları sanıkların mahkûmiyeti için yeterli görülmemiştir.”