Bir Davadan İki Cinayet Çıktı
Nesimi Yalçınoğlu, Mersin Barosuna kayıtlı serbest avukat olarak çalışıyordu. 2017 yılında kimsenin aklına gelmeyecek bir şey yaşandı. Nesimi bir sabah gözaltına alındı sonra tutuklandı. İddia ByLock kullanımı idi. Masumiyet karinesinden ve etik değerlerden yoksun basın “Alevi – Bektaşi, Gezici avukat FETÖ cü çıktı” diye yazdı. Evet Nesimi, Alevi idi. Bilirkişi raporlarına rağmen 4,5 ay hapiste kaldı. Sonra tahliye edilip Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılandı. Nihayet beraat etti. Sizce mağduriyet bitti mi? Nesimi’nin cezaevine girmesine dayanamayan annesi Ekim 2017’de vefat etti. Nesimi de doktorların Multiple Myelom Amiliodiz dedikleri hastalığa duçar oldu. Neredeyse tüm doktorlar yüz binde bir gibi çok nadir görülen, kısaca vücudun proteinleri reddetmesi şeklinde açıklanan hastalık aynı gerekçeyi dile getirdi: “Üzüntü”. Nesimi beraat etmiş de olsa yaşananların üzüntüsüne dayanamadı. 22 mayıs 2023’te vefat etti. Nesimi ve annesi doğal yollarla mı öldüler? Ölümleri yargı cinayetleri değil miydi?
…
Bir parantez açalım. Anayasa Mahkemesinin Esra Saraç Arslan (Başvuru Numarası: 2019/10514) başvurunda verdiği karardan bazı alıntılar yapalım. Ne diyor Anayasa Mahkemesi ByLock yargılamaları hakkında, karardaki paragraf numaralarıyla birlikte görelim.
“49. … Yargıtay kararları gözönünde bulundurularak Yargıtayın ve derece mahkemelerinin ByLock’a yönelik yaklaşımının kategorik olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Ferhat Kara, § 159). Benzer şekilde yukarıda bir kısmına yer verilen ve adil yargılanma hakkının muhtelif güvencelerinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılan bireysel başvurulara ilişkin karar içerikleri Anayasa Mahkemesinin ByLock’a yönelik yaklaşımının da kategorik olmadığını göstermektedir.
…
Nesimi’nin dosyası binlerce örnekten yalnızca biri. Hiçbir iletişim içeriği olmadan hangi örgütsel amaç kovuşturma konusu yapılıyor? Kayıtlar birbiriyle tutarsız olmasına rağmen hangi kullanımdan ve hangi kesinlikten bahsedilebilirdi? Hani ByLock yargılamaları kategorik değildi? Anayasa Mahkememiz ülkemizin yargılama pratiklerinden bihaber midir?
…
Meslek üstadım Adli Bilişim Uzmanı T. Koray Peksayar ByLock iddiasına dayanak kayıtları inceleyerek uzman görüşü hazırladı. Ben de kayıtları inceleyerek ayrı bir uzman görüşü hazırladım ve duruşmasına da katıldım. 2 uzman özetle dedik ki, iddiaya dayanak kayıtlar ByLock kullanımını göstermez; en başta kayıtların değişmezliğinden kimse emin olamaz, kayıtlar kendi içlerinde ve birbirleriyle tutarlı değiller; zaten herhangi bir içerik olmadığı kayıtlarda belirtiliyor. Tüm bunlara rağmen 4,5 ay sonra tahliye edilip kalan süreçte Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanan Nesimi beraat etti. Beraati kesinleşti. Sizce mağduriyet bitti mi?
…
Sizce Nesimi’nin yarası nedendi, kimdendi? Yaraların ilacı ABD’den mi beklenmeliydi? Hukuksuzluk yarasının ilacı yine yargımızda içimizde değil mi? Yara içeriden olduğu için mi koca bir halk sessizce izliyor, bir merhem çalma derdine düşmüyor?
Vefasız arkadaşı ben geçtiğimiz haftasonu Koray Peksayar üstadımın telefonuyla öğrendim Nesimi’nin vefatını. Haydar abiyi aradım, taziye diledim ve bu yazıyı da birlikte kaleme aldık.
Dile getirmesi acı, cevabı acı, içinde yaşaması daha sorular soralım mı? Nesimi ve annesi Fatma teyzemiz doğal yollarla mı öldüler? Ölümleri yargı cinayetleri değil miydi? Haksız bir davadan iki cinayet çıkmadı mı? Madımak Otelinde diri diri yakılanlar da hukuksuzluk girdabında bağırları yanarak hayata veda edenler de hukuksuzca katledilmiş değiller mi?
“Toplumsal hayat temelde politiktir” der Althusser. Bu ölümler bizce cinayettir ve sorumlusu, adaletin üstünde inanılmaz baskı ortamını yaratanlardır.
Öyle anlıyoruz ki, adalet ve özgürlük ekmekten, sudan, havadan daha önemlidir. Çünkü Nesimi’nin onurlu yaşamının da gösterdiği gibi, adalet yoksa sizin canınıza kasteden kanlı hançer yargıcın cübbesi altında olabilir. Ey kürsüdeki meslektaşlarım, Nesimilerin veballeri kimlerin omzundadır?
Adalet olmadan hürriyet olmaz.
Hürriyet olmadıkça insanca yaşanamaz.