KHK’lılar (ı) Ne Yapmalı?
14-28 Mayıs seçimlerinin üzerinden bir ay geçti. Vekiller yemin etti, kabine kuruldu. Muhalifler parti içi hesaplaşmalarıyla uğraşa dursun, zaman akıp gidiyor. Mağduriyetler devam ediyor, sırf düşüncesini ifade ettiği için bir gazeteci tutuklandı. Hasta, yaşlı ve çocuklu anne tutsaklığı çözümsüz şekilde bekliyor.
Tüm bunlarla birlikte, herkes kendi mahallesine kapanmış olanları izlemeye devam ediyor.
Arada tek tük geneli kapsayan ifadeleri de duymuyor değiliz, hakkını yemeyelim. Genel af söylentileri, KHK’lılarla ilgili açıklamalar, hafif eleştirel soslu sözler, köşe yazısı ve en son Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun bir paylaşımı…
Aslında bu yazıyı, geçen seçimler öncesi KHK’lıların “toplumsal muhalefeti” bir araya getirmek üzerine yürüttüğü mücadelenin artık “toplumsal bir mutabakata ve birlikteliğe” evrilmesi gerekliliğine dair yazmak üzere planlamıştım.
Ancak dün akşam karşılaştığım Eminağaoğlu’nun paylaşımı, yazının başka bir boyuta geçmesine neden oldu. Eminağaoğlu’nun sosyal medyadan yaptığı paylaşım şöyleydi:
“KHK ile ihraçlar konusunda mutlaka özel yasa çıkarılmalı. Bu kişiler “normal” bir disiplin soruşturmasına tabi tutulmalı. Soruşturmanın sonucuna göre hareket edilmeli. Disiplin soruşturması sonucuna göre de her türlü mağduriyetler davaya gerek olmadan giderilmeli.”
Burada geçen ifadelere odaklanmak sanırım KHK’lılarla ilgili tasarrufların boyutuna dair bir fikir verebilir. “KHK’lılara özel bir yasa”… Özel bir yasaya ihtiyaç var mı? 1402’likler gibi bir durum söz konusu veya başkaca uygulamalar. Bunun yanında AİHM, BM ve İLO’nun verdiği kararlar var ve hepsi Anayasa’nın 90. Maddesi kapsamında kendi kanunlarımızın üzerinde ve bağlayıcı.
Özel bir yasa daha ne olmalı bilemiyorum. Burası hukukçuların konusu…
“Normal bir disiplin soruşturması” kısmı için de söz kullanacak yeterince yetkin hukukçu var. Ancak üzerine birkaç kelime yazacağım şey “normal” ifadesi olabilir.
“Normal” denilen şey üzerinde çoğu zaman mutabakat sağlanmış, asgari oranda herkesin bildiği, bileceği ve kabul görmüşlük durumunu temsil ediyor. Sayın Eminağaoğlu hangi anlam üzerine kullandı bilemeyiz ancak gerçeğin bir kez daha ilan edilmesi olarak “normal” bir zaman diliminde, “normal” koşullarda, “normal” bir şekilde görevlerimizden ihraç edilmedik, “normal” şekilde yargılanmadık. Sonuç “anormal” ihraçlar, anormal durumlar oldu…
Bu yüzden “normale” ulaşabilmek için “toplumsal muhalefeti” geçip “toplumsal mutabakata” giden yolları aşındırmalıyız.
Ancak Eminağaoğlu ile ayrıştığımız bir nokta var ki o da KHK ile ihraç edilmişliğimizin kabulü… Hâlbuki bizler, bir soruşturma geçirmeden bir gece yarısı ekli listelerdeki isimlerimizi Resmi Gazetede gördük. Belki de buraya odaklanarak bir çözüme ulaşmamız gerekir. Ancak buraları atlayıp “KHK’lılar disiplin soruşturmasına tabi tutulsun” demek ikinci bir OHAL Komisyonu doğurmaz mı? Gömleğin düğmesi baştan yanlış iliklenince biz KHK’lılara gömlek büyük geldi. Artık KHK sorununun iktidarıyla muhalefetiyle amasız fakatsız görülmesi gerekmez mi?
Prof. Dr. Haluk Savaş’ın ölüm yıldönümüydü. Bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum…
Fatma AYPARÇASI