Çarşamba, Nisan 24, 2024
GÜNDEMYAZARLAR

BÜYÜK SORUNUMUZ!!! KHK’lıların Parti Kur(a)maması

14 Mayıs sabahına çok az bir zaman kaldı. “Partilerin” demek isterdim ancak öyle bir Seçim Kanunu güncellemesi yapıldı ki “ittifak etmeden” vekil çıkarmak büyük bir gayret istiyor. Bir önceki yazıda AKP’nin bilmeden de olsa yapmış olduğu bir iyilikten bahsetmiştim. Zorunlu olarak partilerin bir araya gelmesi, asgari müştereklerde buluşması durumu bu iyiliklerin başında geliyor.

Millet İttifakının çatı partisi CHP oldu ve toplamda 76 vekil adaylığı için Gelecek, Deva, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve İyi Partiden adaylara listelerinde yer verdi. Benzer durum Emek ve Özgürlük İttifakı için de geçerli oldu. Baktığımızda ideolojik bir ortaklaşma zemini olmayan bu partileri birleştiren motivasyonun “tek adam rejimine evrilmiş olan Türkiye usulü Cumhurbaşkanlığı Sistemini” ortadan kaldırıp klasik olmakla birlikte “parlamenter sürece geçişi sağlamak olduğunu” belirtelim.

Bu geçiş sürecinde çok az oy aldıkları bilinen partilerin de ittifaklar içinde yer alması ve vekillik sıralamasına girmiş olmaları bir kazanım olarak görülmelidir. Toplumun her kesiminin Mecliste temsili bu açıdan sağlanmış olacak ve temsili demokrasinin örneğini gördüğümüz HDP taktiği diğer partilerde de karşımıza çıkmış olacak.

Ve biz KHKlılar için can alacı soruya gelelim… Toplumun her kesiminin Mecliste temsil edilmesi söz konusuyken  KHKlılar parti kursalardı da bir ittifak içinde yer edinmiş olsalardı olmaz mıydı? Bu sorunun KHK’lı Platformları Birliği çatısı altında olduğu bilinen kişilere sorulduğunu, zaman zaman sosyal medyada bu konu üzerinden tartışmaların yürütüldüğünü, mor oda çalışmalarının yapıldığını belirtmem gerekir.

Ancak KHK’lıların bir parti kurmasını mümkün görmemekle birlikte şu koşullarda partileşmenin önündeki engellere değinmek istiyorum. İki önemli gerekçe ortaya çıkıyor. Bunlar:

1. Siyasi partilerin oluşum süreçlerine baktığımızda aynı amaç için bir araya gelmiş, belli bir ideolojik ve felsefik arka plana dayalı olan bireylerce nihai hedefi “iktidar olmak ve ülkeyi yönetmek” olan bir yapıdan bahsediyoruz.

Bu kapsamda KHK’lı Platformları Birliği’ne baktığımızda bu gerekçelerin bir arada olmadığının altını çizmemiz gerekir. “İktidar olmak ve ülke yönetmek” gibi bir iddiamızın ve hedefimizin henüz oluşmadığını bunun yanında farklı ideolojik kodlara sahip bireyler olarak bir arada oluşumuzu tekrar hatırlatmakta fayda var.

2. Finansman, insan kaynağı, siyasi arenaya yabancılık, örgütlenmenin maliyeti, yayılım gibi başlıca yetersizlikler de KHK’lı Platformları Birliği’nin partileşmemesinde etkili nedenlerdir. Unutmayalım…

Tartışmaya açmak istediğim ve gerekçelerini kısaca özetlediğim 1. Maddeye yeniden dönmek istiyorum… Evet KHK’lı Platformları Birliği içerisinde KHK sorununun ortadan kaldırılması için inisiyatif almış olan KHK’lılar sosyalist, sosyal demokrat, liberal, komünist, milliyetçi, muhafazakar, devrimci özelliklere sahip bireylerden oluşuyor ve dünya görüşlerimiz açısından ortaklaştığımız bir alan yok. Evrensel hukuk, insan hakları, eşitlik, çoğulculuk gibi ilkeler hepimizin ortaklaştığı alanlar olsa da bu olgular ideolojik bir referans vermiyor…

Amacımız KHK sorununun ortadan kaldırılması, mağduriyetlerin giderilmesi vs. fakat “iktidar olmak ve ülke yönetmek” gibi bir amacımız olmadı. Her birimizin kendi kodları ve ideolojileri çerçevesinde siyasal yapılar hali hazırda mevcuttur. Buralarda siyaset yapılması mümkündür. Kaldı ki vekil adaylıkları listeleri incelendiğinde görülecektir ki KHKlılar farklı siyasi partilerin listelerinde aday gösterilmişlerdir.

Dolayısıyla en küçük oy oranına sahip olsalar dahi ittifak bileşenleri içerisinde yer alan partilerle biz KHKlıların kıyaslanması, bir partileşmenin olmaması üzerinden yapılan eleştirileri bu şekilde cevaplamak şimdilik yeterli gibi…

Son söz partileşmekten ziyade çözmemiz gereken bir sorunumuz var… Belki de en büyük gerekçelerimizden biri buz dağının görünmeyen tarafı olarak “KHKlıların mücadele etmeme eğiliminin üst seviyede olması” sorunudur. Asıl belirleyicilerden biri de bu sorunun hala çözülememiş olmasıdır. Bu durum bir sonraki yazının konusu olarak burada kalsın…

FATMA AYPARÇASI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir