Önder Algedik: Güvenli Seçim mi, Güvenli Sandık mı?
Yüksek Seçim Kurulu 10 Mart ile 27 Mart arasındaki 17 günde tam 43 karar aldı. Ama kimsenin gündemi olmadı. Kimse dert etmedi. Bunun bir kaç sebebi var. Birincisi hala “seçim güvenliği” diyerek “sandık güvenliği” anlamamız. Böyle olunca seçim gününe kilitleniyoruz ama seçim dönemine kilitlenmiyoruz. Halbuki 14 Mayıs’ta seçim başlamayacak, bitmiş bile olacak. Seçim dönemi başladı bile! Halbuki YSK’nın aldığı kararlar ve değişen seçim kanunun ile biz 14 Mayıs’ta farklı bir seçime gireceğiz. Yani 14 Mayıs’ta irademiz sandığa yansısın diyorsak bugüne bakmamız lazım.
…
Eğer seçim kanunun ve sansür düzenlemesi geçmemiş gibi seçime gidiyorsak bizi fena günler bekliyor. Sandık güvenliği ile idare edelim dersek toplumsal bir hayal kırıklığı bizi bekliyor. Adil olmayan bir seçim, adil olmayan bir bilgi üretimi, bilgi üretene sansür ve tartışmaları maniple eden bir süreç ile bu gitmez, can da dayanmaz. Yapacağımız şey basit. Birincisi seçim günü yok, seçim dönemi var. Bunu mutlaka unutmayın. Seçim dönemine bakmadan, YSK kararlarına bakmadan seçime girmek gibi bir illüzyon olmasın. İkincisi dersimize çalışmak zorundayız. YSK kararlarını bilmeden başımıza gelenleri anlamamız mümkün değil. Seçim Güvenliği Platformu YSK’nın 43 kararında propaganda ile ilgili 123 ve 124 sayılı kararına dair bir bilgi notu yayımladı
Diğer kararlar için de bu bilgi notlarını çoğaltmak, üstüne çalışmak zorundayız. Üçüncüsü ise itiraz etmeliyiz. Mesela dün YSK Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını kayda aldı. Üçüncü kez cumhurbaşkanı olunamıyorsa buna itiraz etmeyenlere inat itiraz etmeliyiz. Unutmayın göz yumulan her suistimal daha sonra düzenlemeye gerekçe oluyor.