Fatih Polat: Kritik Bir Seçime Giderken Kürt Sorunu
Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, henüz bu düzeyde bir söylem kullanmadı. Kendisi ve partisi, Kürt sorununun çözüm adresinin parlamento olduğu söylüyor. Ancak, sınırlarını da biliyoruz.
Tüm bu siyasal fotoğraf içinde Emek ve Özgürlük İttifakının varlığı, 14 Mayıs sonrasında Kürt sorununun demokratik çözümü için atılması gereken adımlar bakımından kritik bir öneme sahip.
Kürtlerin bugünkü temsil potansiyelleri kadar, söylemle gerçek arasındaki farka dair büyük bedellerle dolu deneyimleri de bir o kadar önemli. Hatta kayyumlar süreci ve HDP’yi kapatma davası düşünüldüğünde, ikincisi belki daha da önemli.
Sermaye partilerinin konjonktürel söylemlerinin tarih karşısındaki anlamları kadar not edilmesi gereken bir başka önemli nokta, liberal çevrelerin çözüm yaklaşımlarındaki tutum ve duruşlardır. Geçmişte AKP’nin Kürt sorununu çözeceği propagandasının taşıyıcılığını yapmış olan liberallerden bazıları bugün Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakını çözücü adres olarak gösteriyor. Büyük bir coşkuyla, ‘Kürt sorununu Erdoğan ve AKP çözer’ deyip, kuşkucu yaklaşanlara demediğini bırakmayanlar, bu argüman tamamen iflas ettikten sonra, aynı coşkuyla bugün ‘Bu sorunu CHP çözer’ diyor.
Sadece 14 Mayıs’a değil, ondan sonrasına bakarken de tüm bu deneyimlerin ışığında yol yürümek doğru çözüm arayışları açısından elzem görünüyor.