Cumartesi, Ocak 25, 2025
MEDYADA BUGÜN

Japonya’da Deprem Türkiye’de Mukadderat!

Depremin vurduğu kentlerde büyük bir yıkım ve yıkım ile birlikte büyük bir çaresizlik var.

Her görüntü, her fotoğraf karesi, sosyal medyada paylaşılan her mesajda bu gerçeklik tüm çıplaklığıyla görülüyor.

Ne söylenebilir ki; çaresiz bırakılan milyonlarca insanın feryadı yürek yakıyor.

İktidarın övündüğü duble yollardan iktidarın övündüğü betonla inşa edilen büyük kentlere ulaşılamıyor.

Erdoğan’ın ‘bizim eserimiz var’ dediği otoyollar, hastaneler, devasa binalar çöktü.

Enkazlardan imdat çığlıkları, dışarıdan kurtarın feryatları yükseliyor.

On binlerce bina yerle bir olmuş durumda ancak buralarda doğru dürüst çalışan iş makineleri dahi yok.

İnsanlar yıkıntıların önünde çaresiz şekilde, dondurucu havada yakınlarını kurtarmaya çalışıyor ve ne yazık ki feryat etmek dışında ellerinden bir şey gelmiyor. Tonlarca ağırlıktaki beton blokları elleriyle kaldıramıyorlar.

Maraş’ta, Hatay’da, Malatya’da, Antep’te, Adıyaman’da, Urfa’da, Diyarbakır’da ve ülkenin tamamında iktidarın yarattığı bu çaresizliğe öfke var, tepki var.

Bu iktidara veya devleti temsil eden tüm odaklara veya onların zihniyetine sahip tüm kesimlere şu soruları sormak gerekiyor:

Japonya’da aynı şiddetteki çoğu depremde insanların burnu dahi kanamazken, Türkiye’de neden kentler haritadan siliniyor, on binlerce insan yaşamını yitiriyor?

Türkiye’den daha fazla ve daha büyük şiddette depremlerin yaşandığı Japonya için kader olmayan fıtrat olmayan şey neden Türkiye gibi deprem kuşağında olan bir ülkede kader ve fıtrat oluyor?

İbrahim Aslan’ın Yazısı