Perşembe, Kasım 14, 2024
GÜNDEMMEDYADA BUGÜN

Erol Köroğlu: 152 Bin Günah Keçisi Yeterli Mi?

 Peki ya bir toplumda, diyelim 2023 Türkiye’sinde 152.000, yazıyla yüz elli iki bin günah keçisi varsa? Saçmalıyor muyum? Bu sayı da nereden mi çıktı?

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle işlerinden edilen devlet memurlarının sayısı bu. Hatta özel sektörde de aynı dönemde yaşanan işten çıkarmalarla bu sayının 400.000 civarında olduğu söylenmekte. Ayrıca bir buçuk milyon civarında insan soruşturma geçirmiş ve ailelerle birlikte sekiz milyon civarında Türkiye vatandaşı bu durumdan etkilenmiştir.

Türkiye nüfusunun % 10’u KHK’lılar gerçeğiyle bir biçimde ilintilenmiş ve etkilenmiş demek ki. 2016’dan beri neler yaşadığımızı bir an için unutalım ve KHK eziyetinin sadece bu sekiz milyona bir biçimde değdiğini varsayalım. Nüfusun % 90’ının selameti için kurban edilen % 10. Sevgili Le Guin’in havsalası bunu alabilir ve bu sayılar için bir öykü yazabilir miydi acaba? Eğer yazacak olsaydı, ne başlık koyardı? “Omelas’ı Bırakıp Gitmeyenler” ya da “‘E, Onlar da FETÖ’ye ya da Teröre Karışmasalardı Canım’ Deyip Yüzünü Çevirenler”?

KHK’lılarla ilgili sayılara, KHK’lı Platformları Birliği’nin sayfasından ulaşıyorum. Fakat bu sayfadaki bilgiler size yeterince tarafsız gelmezse, devlete ait bir sayfaya, Ohal İşlemleri İnceleme Kurulu sayfasına da bakabilirsiniz.

Bu kurula 125.000 civarı başvuruda bulunmuş KHK’lılar. Bunların 17.000 kadarı kabul, 107.000 kadarı ise reddedilmiş. Yani kabul edilip işe iade imkânı yaratılanların oranı % 15’i bulmuyor bile. KHK ile işinden edilme süreçlerinin büyük bölümü de TCK 31. Madde ile, yani silahlı terör örgüt üyeliği suçlamasıyla bağlantılı. KHK’lı platformlarının oluşturduğu bir incelemeye göre, böyle bir suçlamayla milyonlar yargılandığı halde, örneğin Ohal Kurulu’nun ret kararlarının % 63,70’i Bank Asya’da hesap sahibi olmaya dayanıyor. Bu süreçte on binin üstünde akademisyen devlet ya da vakıf üniversitelerindeki işlerinden oluyorlar. Bunun Türkiye’nin akademik başarısındaki 2016’dan bu yana görülen düşüşe büyük etkisi var.

KHK’lılarla ilgili olarak en çok kullanılan kavramlardan biri, bildiğiniz üzere “sivil ölüm.” Ölüden farksız hale getirmek demek bu. İş bulamıyorsunuz. Devletten atılmış olmanız özel sektöre girmenize de engel oluşturuluyor. Sağlık hizmetlerine erişiminiz kısıtlanıyor. Çoluğunuz çocuğunuz, etrafınızdaki herkes damgalanıyor. Toplumda ve kamusal yaşamda vebalı muamelesi görmeniz sağlanıyor. Bütün bu olup bitenler de, gayet normal bir şeymiş gibi gösteriliyor.

KHK’lılar Platformları Birliği’nin bu konuda gayet ayrıntılı talepleri var. Tabii ilk ve en önemli talep, KHK uygulamasına tüm sonuçlarıyla birlikte son verilmesi. Bu ve bağlantılı adımlar, milyonlarca insana yaşatılan adaletsizliklerin giderilip zararlarının tazmini doğrultusunda ilerleyecek zorlu, Türkiye’nin belki on yıllarını alacak ama olmazsa olmaz sürecin başlamasını sağlayacak.

Erol KÖROĞLU’nun Yazısı