100. Yılında Cumhuriyet Türkiye’sini Bekleyenler

100.yılda cumhuriyet önemli bir aşamadan geçecek.
Ülkemiz ya cumhuriyetten uzaklaşıp iyice otoriter rejime dönüşecek ya da cumhuriyetin sahip olduğu değerlere geri dönecek.

Yasama, yürütme ve yargının tek kişide toplandığı mevcut rejim sürdürülebilir bir rejim değildir. Medeni ülkeler asırlar evvel tek adam rejimlerini terk ettiler. Günümüz dünyasında tek adam rejimlerinin başarı göstermesi mümkün değildir. Rusya örneğinde olduğu gibi tek adam sistemi ülkeyi ve dünyayı felakete sürükler.

Modern dünya artık tek adamlarla değil ortak akıl ile yönetiliyor. Bir insanın her alanda iyi ve başarılı olması mümkün değildir. Kendi alanında en başarılı insanları bir araya getirerek, her alanda başarılı bir yönetim oluşturulabilir. İyi yönetim için iyi liderden çok iyi kadroya ihtiyaç vardır.

Ülkeyi yöneten ve yönetmeye aday partilere baktığımız zaman hiçbirinin tek başına iyi bir kadro partisi olduğunu söyleyemeyiz. Altılı Masayı oluşturan partilere tek tek baktığımızda tek başlarına iyi bir kadroya sahip olmadıklarını fakat Altılı Masayı bir bütün olarak düşündüğümüzde adalet, ekonomi, dış politika, sosyal devlet vb. alanlarda iyi kadro oluşturacak bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Altılı Masanın adayını henüz belirlememiş olması eleştiri konusu yapılsa da, adayın son aşamaya bırakılması doğru strateji olarak görülebilir. Aday açıklandıktan sonra odak noktası aday olacaktır ve asıl konuşulması gereken sistemsel sorunlar konuşulmayacaktır. Aday elbetteki önemlidir fakat aday belirlemeden önce ilkeleri ve prensipleri belirlemek çok daha önemlidir. Siyasi sorumluluk taşıyan kişiler aceleci davranamaz. Plansız veya programsız yol alamaz.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun nefsine hâkim olabilecek cumhurbaşkanı çıkışı önemli bir çıkıştır ve geçmiş olumsuz tecrübelere dayanmaktadır. İktidar baştan çıkarıcı bir güçtür, muktedir olup iktidar sarhoşluğuna kapılmayacak çok az kişi vardır. İktidar insanı sarhoş eder, belli aşamadan sonra ise kişinin akli melekelerini kaybettirir, kişiye yapmayacağı şeyleri yaptırır. İktidarın sarhoşluğuna düşmemek için erdemli olmak gerekir. Erdemli kişi bile uzun süre iktidarda kalığında kendini iktidarın zehirli sarhoşluğundan kurtaramaz. Güç ve iktidar yozlaştırır, mutlak güç ve mutlak iktidar ise mutlaka yozlaştırır.

Tüm dünyaya devlet düzenini ve hukuku yaymış olan Roma İmparatorluğu M.Ö. 509-M.Ö. 27 yılları arasında yaklaşık 500 yıl Cumhuriyet rejimi ile yönetilmiştir. Toplumu toplum adına yöneten liderler “Halk Meclisleri ” tarafından seçilmiştir. Belli tecrübesi olan kişiler ömründe bir defa ve bir yıllığına Consul (devlet başkanı) seçilirdi.1 yılın sonunda tekrar eski sıradan hayatına dönerdi. Daha da ilginç olan ise yönetimin tek elde toplanmasını önlemek için 1 değil 2 Consul seçilirdi. Birbirlerinin kararlarını veto etme yetkisine sahiptiler. Ayrıca Concul’ler Senatus adındaki meclise de danışırlardı ve Senatus’un kararlarına da uyarlardı. Romalılar tüm bunları iktidarın güç zehirlemesine sebep olduğunu bildikleri için yapmışlardır. Despotluktan korunmak için sistemsel tedbirler almışlardır.

Tek adam sisteminden seçim ile kurtulmaya çabalarken, seçim ile yeni bir tek adam seçmek yapacağımız en mantıksız iş olur. Seçilecek kişi sadece altılı masanın liderleri ile değil toplumun önde gelen tüm kesimleri ile uyumlu olmalıdır. Ortak akıl ile hareket ederek ülkeyi daha özgürlükçü ve daha müreffeh bir ülkeye dönüştürme misyonu olmalıdır.

Engin AVCI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir