Salı, Ocak 21, 2025
YAZARLAR

Nasıl Bir Cumhur-(u) Reis İstiyorum

Haziran 2023 seçimlerinin sath-ı mailindeyiz. Bilemiyorum erken baskın bir seçimde ihtimal. Seçimler, demokrasinin olmazsa olmazı. Demokrasi, bir siyaset tekniği, bir yönetim tarzı. Demokrasi, en iyi yönetim şekli değil, ama kötü tarafları en az olan bir yönetim şekli. Demokrasiyi salt seçim olarak algılıyor ve yansıtıyoruz. Yansıtılmamalı. Seçimlerin demokratik olması, demokratik usullere uygun şekilde gerçekleşmesi de önemli. Demokratik bir seçim için;

– Devlet imkanlarının eşit ve adil kullanımı,

– Hür ve özgür bir medya,

– Bağımsız bir yargı…

Namuslu ve helalinden bir seçimin vaz geçilmezleri. Bizim ülkede bunlara ne kadar riayet ediliyor?

Tartışılır, müzakere edilir.

İyi tartışırız da! Müzakere özürlüyüzdür.

Ortak akıl ve demokrasi (katılımcı ve çoğulcu), petrolden de doğal gazdan da çok daha değerli, çok daha kıymetli. Ama kıymetini bilemedik.

Bizim demokrasi kültürümüz, büyük bir krizi içerisinde barındırıyor. Vekalet krizini…

Aşmalıyız, aşma çabası göstermeliyiz. Nasıl mı? (İleriki yazılarda ayrı bir konu başlığıyla)

% 49 a karşı % 51 in mutlaklaştırıldığı değil, % 99 a karşı % 1 in hak, hukukunu koruyan bir demokratik modelin, kültürel ve toplumsal çeşitliliğin beslediği bir kamusal çoğulculuk hayalindeyim.

Bir kriz daha sarmış bünyemizi. Herkesin çok arzu ettiği temiz toplum ve temiz siyaset akli ve ahlaki arınma ile mümkün gözüküyor. Gücün, servetin mutlaklaştırılmasına paralel olarak iktidarında mutlaklaştırılması modern siyasetin en önemli krizlerinden birisi. Halk iradesinin mutlaklaştırıldığı durumlarda bu irade tiranlaşıyor ve kendini Tanrı mevkiine çıkarıyor. Yüz yıllık cumhuriyet tarihimizde, cumhuriyetimizi koruyalım diye o kadar çok demokrasiyi sekteye uğrattık ki. Mutlaklaşma ve tiranlaşma hevesinden dolayı.

Hemşire sormuş: Amca senin yanıktan çok kırığın var.

-Kızım demiş, beni kürekle söndürdüler.

Bizdeki cumhuriyet ile demokrasinin ilişki şekli. Kim yönetmeli ile nasıl yönetmelinin kavgası ve çözüm metodu!

Zayıf milletler, güçlü lider görmek ister. Güçlü bir cumhur da güçlü bir sistem görmeyi arzular ve emek verir. Tebaa ve reaya olmaktan kurtulamamış, yurttaş ve vatandaş olamamış, olma konusunda çaba gösterip bedel ödememiş, her türlü vesayeti makul görmüş bir cumhur değil;

  • Sırtını akla, bilime ve ahlaka dayamış,
  • Adaletli,
  • İnsanların eşitliğine inanan,
  • İnsan hak, hukukuna saygılı,
  • İnsanlara kulak veren, insanlara güven ve değer veren,
  • Beraber yaşama kültürünü içselleştirmiş,
  • Bireysel ve toplumsal empati kültürü gelişmiş,
  • Liyakat ilkesini önemseyen,
  • Uluslararası siyasete ve topluma entegrasyonu değerli bulan,
  • Kadın ve çocuk haklarına duyarlı ve saygılı,
  • Doğal kaynaklara, hayvan haklarına ve ekolojiye özen gösteren,
  • Toptancı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı bir dil kullanmama konusunda hassas,
  • Yozlaşmış geleneklere prim vermeyen,
  • Çürütücü grup-cemaat ilişkilerine meyletmeyen,
  • Bencil çıkarları için kardeşini katletmeyen,
  • Fetişizme ve despotizme dönüşmüş bir devletçilik ilkelliğinden kendini koruyan,
  • Kerametleri kendinden menkul kültlerin peşinden gitmeyen,

Bir cumhurun makul görüp kendi hür iradesiyle seçtiği bir Cumhur-u Reis görmek istiyorum.

Çok şey mi istiyorum?

İdeal olanı istiyorum. Bu topraklar, bu coğrafya adına ideallerim var.

İdeal bir birey, ideal bir toplumu inşa eder.

İdeali olan bir devlet, sürülerden karakterli bir toplum yaratır. İdeali olmayan devlet, karakterli bir toplumu yığın haline getirir.

İstiyorum…

Bu topraklarda her derde derman olmanın izzetini hissetmek, her güzelliği paylaşmanın verdiği lezzetin tadını tatmak, en şerefli canların, varlıkların acılarını değil, sevinç çığlıklarını duymak istiyorum.

Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi…

Vahap AKTAŞ