KHK’lıların Oy Tercihleri Ne Yönde Olur?
Siyasetin gündemi yoğun ve sıcak… Bir taraftan iktidar partisi vekilleri ve yakın çevresine yönelik yolsuzluk iddiaları öte taraftan mafya ile kol kola ‘af görüşmeleri’ ve tabiî ki bizi ilgilendiren kısmıyla KHK’lıların iktidar yanlısı TV’lerde ve devlet televizyonu olarak TRT’de yer alması…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Samsun’da KHK’lılarla olan diyaloğunda sarf ettiği sözler üzerine herkes kendi mahallesinden, kendi bildiği ve gördüğü şekilde yorumlarda bulundu. KHK’lılar üzerinden ana muhalefet partisi sıkıştırılmaya çalışıldı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ertesi günü apar topar FOX TV’ye çıkıp açıklamalarda bulundu.
Benim asıl yazmaya çalışacağım uzun zamandır gözlemlediklerim, KHK’lılarla güncel siyasete dair fikir alışverişlerimizden edindiklerim ve seçime doğru hızla giderken KHK’lıların oy tercihlerini etkileyecek olan belirleyiciler…
AKP ve MHP bileşenlerinden oluşan Cumhur İttifakı ile bireysel olarak KHK’lılar görüşüyor mu bilemem ancak KHK sorununun çözümüne kendini odaklamış olan, çoğulcu bir anlayış ile yoluna devam eden KHK’lı Platformları Birliği ve illerdeki örgütlü yapılarının hiçbiri bu güne kadar bir temasta bulunmadı. Kaldı ki temasta bulunmayacaklarına dair ortak bir tutumları da var ve göz ardı edilemez. Gelelim meselenin özüne yani KHK’lıların oy tercihlerinin ne yönde gelişeceğine ve bunun belirleyici olması bakımında KHK sorunun çözümünde siyasi partilerin eylem, söylem ve uygulamalarına…
Deva Partisi, KHK Eylem Planı adıyla bir metin kamuoyuna sunmuştu. Gelecek Partisi kendi programında KHK sorunun çözümüne yönelik görüşlerine yer vermişti. Bunun yanında Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmasında da hukukçu kurmaylarının KHK’larla ülkenin yönetilmeyeceğine dair mutabakata katkıları olduğu biliniyor. Saadet Partisi’ne gelince KHK’lıların 5-6 Ekim 2019’da Ankara’ya alınmadıkları dönemdeki tutumları KHK’lılar için önemli bir belirleyici sayılabilir. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e gittiği pek çok ilde yoğun bir ilginin varlığı gözden kaçmıyor. Akşener’in, Karar TV’de Elif Çakır’ın KHK ve KHK’lılara yönelik sorularına verdiği yanıtta ‘hukuk’ vurgusuna yer vermiş olması önemliydi.
8 milletvekilinin KHK’lı olması, KHK sorununu bir insan hakları ve hukuk sorunu olarak görmeleri ve her şeyden öte 5-6 Ekim 2019’da KHK’lıların Ankara’ya alınmaması, toplantıları için salon verilmemesi sonrası Genel Merkez kapılarını KHK’lılara açan partinin HDP olması partiyi KHK’lılar nezdinde başka bir yere konumlandırıyor.
KHK’lıların, ana muhalefet partisi CHP’ye bakış açısı partiden gelen açıklamalara göre şekilleniyor. KHK’lı Platformları Birliği ile pek çok ilde “KHK’lılarla Buluşmalar” adı altında toplantılar yapan CHP’li yetkililer KHK sorununa insan hakları ihlali olarak baktıklarını bu toplantılarda dile getirmiş ve KHK’lıların yaşadıklarını da bizzat kendilerinden dinleme fırsatı bulmuşlardı. Buradan hareketle CHP’nin bu tutumuna KHK’lıların kayıtsız kalmayacaklarını gözlemliyorum. Pek tabiî ki siyasette 24 saat büyük bir zaman dilimidir.
Ancak şunun da altını çizmekte fayda var. Siyasi partiler kendilerini iktidara taşıyacak kitleler için vaatlerde bulunur; bu vaatleri iktidar olduklarında ya gerçekleştirirler ya da gerçekleştirmezler. Burada KHK’lılara düşen gasp edilmiş haklarının peşini bırakmadan meşru mücadelelerini sürekli kılmaları ve siyasi partilere masada eşit olduklarını göstermeleridir. Unutulmaması gereken ise KHK’lılar, OHAL- KHK uygulamaları kapsamında mağdur edilmiş milyonlardan oluşan büyük bir kitle ve KHK sorunun çözümünde samimiyet göstermeyecek hiçbir partiye verecek oylarının olmadığı gerçekliğidir.
Fatma AYPARÇASI