İmam Hatiplilerin Direnişinden KHK’lıların Direnişine

Michael Hopf’un güzel bir sözü vardır.  “Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır. Güçlü insanlar iyi zamanlar getirir. İyi zamanlar zayıf insanlar yaratır. Zayıf insanlar zor zamanlar getirir. “

Geçtiğimiz hafta İmam Hatip okulları ile ilgili tartışma Hopf’un bu sözünü aklıma getirdi.  20 yıl öncesinde İmam Hatipliler rejimin ötekileştirdiği, hakkını çiğnediği ve zulmettiği bir kesimdi. O dönemde İmam Hatipliler rejimin tüm yıldırma ve yok etme politikalarına karşı bir duruş sergilemişlerdi. Günümüzde KHK’lılara uygulanan kadar ağır olmasa da kendilerine karşı rejim  tarafından engellemeler çıkarılıyordu . Doktor, hakim, savcı ve kaymakam, polis, asker olmalarının önüne engeller çıkarılıyordu.

DSP, ANAP ve MHP koalisyonu zamanında katsayı engeli ile İmam Hatiplilerin geleceği ellerinden alınmaya çalışılsa da çoğunlukla direndiler. Onların bu mücadelesi ve haksızlığa karşı duruşu halkın çoğunluğu tarafından takdir edildi. 

AKP’nin iktidar olmasından sonra İmam Hatipliler artık ‘öteki’ değil ‘beriki’ oldular. İmam Hatipli olmak artık bürokraside yükselmek için bir avantaj haline gelmişti.  Önceleri camilerin altındaki çay ocaklarında oturup muhabbet eden gençlik artık büyük plazalarda buluşur oldu. Hem makam ve mevki arttı hem de zenginlikleri.  Zenginlikleri nasıl arttı, nasıl oldu bunu tam olarak bilemeyeceğim için yorum yapmayacağım.  Ama şunu net olarak gördük ki zenginleşenler ve makama gelenler, zenginlik ve makam ile gelen imtihandan geçemediler.  Bu durum genel bir kural olmayıp kendini her şeye rağmen muhafaza etmiş veya haksızlığa karşı her zaman direnç göstermiş İmam Hatipliler de muhakkak vardır. 

20 sene önce İmam Hatipli denilince ahlaklı ve dürüst insanlar akla gelirdi.  Bu olumlu imaj maalesef imtihanı kaybedenlerden dolayı artık yok. Bir sanatçının şuursuzca söylediği sözler doğru değildir. Her okuldan ahlaklı da çıkar ahlaksız da çıkar. Diğer okulların mezunlarına göre olumsuz bir imajları yok fakat eski olumlu imajları da maalesef artık kalmadı.

Günümüzde özellikle büyükşehirlerde devlet okullarında okul ve sınıf sıkıntısı var. Sınıflar 40 kişinin üzerinde,  bazı okullarda ise 50′ nin üzerine çıkmaktadır.  İlkokullara ve ortaokullara daha çok ihtiyaç olduğu halde iktidar, önceliği İmam Hatip Liseleri yapmaya veriyor. Çoğu illerde devasa okullar yapılmış durumda. Fiziksel imkanları iyi olmasına ve devletin  önceliği imam hatiplere vermesine rağmen insanlar çocuklarını eskisi gibi bu okullara göndermek istemiyor.  Son 10 yılda önemli bir başarıları da olamamıştır . Daha da önemlisi bu okulların açılmasını savunan zengin muhafazakarlar kendi çocuklarını  veya torunlarını bu okullara göndermiyor. Asıl düşünülmesi gereken durum budur. Rejimin has evladı olmak İmam Hatiplilere yaramadı.  Direnmek ve mücadele güç verir, rahat ve rehavet ise zayıflatır. 

Mevcut dönemde rejimin ötekileştirmeye çalıştığı KHK’lılar 144 ayrı hak ihlaline uğramasına rağmen direniyor, direnç gösteriyor.  Babaları haksız yere içerde tutulan çocuklar daha çok çalışıp babalarını gururlandıracak başarılar elde ediyorlar.  Zor zamanlar güçlü kadınları ve güçlü erkekleri ortaya çıkarıyor.

Eğer bu zor zamanlardan sonra iyi zamanlar olacaksa bunu bin bir zorluğa rağmen ayakta kalan, direnen  KHK’lıların da içinde olduğu  güçlü ve dirençli insanlar başaracaktır.

Engin AVCI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir