Halil Ergün: Çapsız Bir Siyaset Yönetimi Var, Buna Müstahak Değiliz
Halil Ergün, daha güzel, daha özgür bir dünya, daha demokratik, çocukların mutlu olduğu bir ülke için hep muhalif olduğunu belirtirken, “Bugünlerde beni çok yaralayan mesele şudur: Çapsız bir siyaset yönetimi görüyorum ve ‘Bizim ülke buna müstahak değildir’ diyorum. Kazanımlar yıkılıyor ve Türkiye’de toplumsal bir çözülme var kültürel olarak ve insani ilişkileri olarak. Bunu somut olarak görüyorum. Bu beni yaralıyor, yakıyor yani.” dedi.
sanatçı Halil Ergün, daha güzel, daha özgür bir dünya, daha demokratik, çocukların mutlu olduğu bir ülke için hep muhalif olduğunu belirtirken, “Bugünlerde beni çok yaralayan mesele şudur: Çapsız bir siyaset yönetimi görüyorum ve ‘Bizim ülke buna müstahak değildir’ diyorum. Kazanımlar yıkılıyor ve Türkiye’de toplumsal bir çözülme var kültürel olarak ve insani ilişkileri olarak. Bunu somut olarak görüyorum. Bu beni yaralıyor, yakıyor yani. Şimdi benim ülkemde konserler yasaklanabiliyor. Abuk sabuk gerekçelerle şarkı söyletilmiyor falan” dedi.
Ergün, ANKA’dan Edda Sönmez’ verdiği söyleşide şunları söyledi:
‘BİZ 12 MARTLARDA, 12 EYLÜLLERDE HESAP VERMİŞ BİR KUŞAĞIN ÇOCUKLARIYIZ’
“Evliliği düşünmedim aslında. Şöyle ama… Bizim hayatımız maceralar hayatıdır. Fakülte yıllarında başlayan tiyatro mücadelesi ve en iyiyi yapmak. Tiyatro da kurduk falan. Kalabalık aile. İki abim birisi asker oldu. Birisi esnaftı Bursa’da. Sonra İsviçre’ye gitti orada kaldı. Sonra hapishane yıllarım oldu. Yıllarca biz 12 Martlarda, 12 Eylüllerde hesap vermiş bir kuşağın çocuklarıyız. Sonra sinema girdi. Bir de şey var aşkın ya da birlikteliğin ötesindedir evlilik, kurumsal bir şeydir. Pek de meraklı değildim ayrı. Hep bir hedefin peşinde koştuk yani benim bir sürü arkadaşım evlenmediler. Evlilik düşünecek halimiz yoktu. Kızlar, oğlanlar da öyle…
…
‘ÇAPSIZ BİR SİYASET YÖNETİMİ GÖRÜYORUM’
Kızmak değil de kırgınlığım, heyecanımı öldüren şeyler oldu. Benim kuşağımın içinde, ülkenin daha güzel günlere gitmesini talep eden bir ruh var. Muhalif saflarda olmuşumdur her zaman, daha güzel günler için tabii. Muhalif derken, siyaset yapmak anlamında söylemiyorum. Daha güzel dünya, daha özgür bir dünya, daha demokratik bir dünya, daha çocukların mutlu olduğu bir dünya, ülke. Bugünlerde beni çok yaralayan mesele şudur: Çapsız bir siyaset yönetimi görüyorum ve ‘Bizim ülke buna müstahak değildir’ diyorum. Bu kadar kapalı konuşayım. Kapalı değil de yani derinliğe girip de çok bilmişizdir, biz her şeyi söyleriz ama söylemeye gerek yok. Bir tek şey var. Benim Cumhuriyetim var. Kahramanlar kurdular, başta Mustafa Kemal ve arkadaşları. Kör, topal Cumhuriyet’in kazanımları var. Adalet, gelişme, daha güzel günlere gitmek gibi yeni bir kültürün buluştuğu bir sürecimiz vardı. Kazanımlar yıkılıyor ve Türkiye’de toplumsal bir çözülme var kültürel olarak ve insani ilişkiler olarak. Bunu somut olarak görüyorum. Beni yaralıyor, yakıyor yani. Ülkemiz buna müstahak değildir. Bu dalga dalga insanımıza da yansıdı, taşraya da gitmiştir. Bunu ben yaşarken hayatın içinde insan ilişkilerinde görüyorum. Beni yakan bu.