Salı, Aralık 3, 2024
EĞİTİMGÜNDEM

Alaaddin Dinçer: Eğitimde Çoklu Organ Yetmezliği Sürüyor

Milli Eğitim Bakanı Sayın Özer, LGS sonuçlarını açıklarken verdiği sayısal değerler ve oranlarda sadece sınav ile öğrenci alan liseleri tercih ve yerleştirme sonuçlarına odaklandı.

“Öğrencilerin %97’sinin istedikleri tercihlere yerleştiğini” açıkladı. Burada ifade edilen “istedikleri tercihlere yerleşti”  cümlesi bir gerçeğin mi yoksa “zora dayalı rıza gösterme” gerçeğinin mi bir sonucu orası muğlak. Sayın Bakanın odaklandığı rakamların büyük bir bölümü sınav ile öğrenci alan liseleri içermekte. 

Sınav ile öğrenci alan liselerin kontenjanları toplamın içinde sadece %15,46’yı oluşturmakta. Geriye kalan %84,54’ün tavan ya da taban puanları, kontenjan toplamları ve boş kalan kontenjanları kamuoyu tarafından bilinmemekte. Sınava girip puan alan, tercih yapmış olmasına rağmen yerleşme olanağı bulamayan veya hiç tercih yapmamış olan öğrencilerin de yerleştikleri liselerin taban ve tavan puan aralıkları iller bazında açıklanmalıdır.

Sınavla öğrenci alan 2323 lise için ayrılan kontenjan toplamı 192 bin 962 olup, bu kontenjanın okul türlerine göre dağılımı; Anadolu Liseleri 65 bin 866, Fen Liseleri 38 bin 850, Sosyal Bilimler Liseleri 10 bin 380’dır. Anadolu İmam Hatip Liseleri 39 bin 676, Mesleki Teknik Anadolu Liseleri 38 bin 190 olacak şekilde gerçekleşmekte. Geçen yıllarda kontenjanları Fen Liselerinin gerisinde olan AİHL bu yıl yapılan artışların ardından Fen Liselerinin önüne geçirilmekte. Örneğin, 2019’da Fen Liselerine ayrılan kontenjan Anadolu İmam Hatip Liselerine ayrılan kontenjandan 5 bin 940 fazla iken, 2022’de Fen Liselerinin kontenjanı AİHL’nin kontenjanından 820 öğrenci daha az belirlenmekte. 2019’dan bu yana AİHL kontenjanlarında artış oranı %39,49 olurken, Fen Liselerinde artış oranı %12,32’de kalmakta.

Sonuç olarak, yukarıda yer alan bütün veriler ve diğer veriler sınavla öğrenci alan liseler arasındaki farklılaşmalar ve ayrışmalar devam etmekte. Eşitsizlikler, ikili eğitim, eğitim emekçilerinin sorunları, laik ve kamusal eğitimin aşındırılması, kalabalık sınıflar, niteliksiz yöneticiler ve müfredat, anti demokratik uygulamalar vb gibi bulgular, eğitimde çoklu organ yetmezliği sorununun sürmekte olduğunu göstermekte. 

Alaaddin DİNÇER’in Yazısı