Her İlişkide İktidarın Yansıması Var! Her İlişki İktidar Kokuyor!

Hayata geldiğimiz günden beri sevgi, merhamet, saygı, birlik, dayanışma, dostluk vb duygulara ihtiyaç duyarız ve sanırım bunları elde etmek için çaba gösterip mücadele etmek insan kalmamızı sağlıyor. İnsan kalabilmenin bu kadar zor olduğu bir dönemde insan kalabilmek için mücadele etmekte elbette çok zor oluyor.

Her türlü zorluğa rağmen biz insan kalmak için çaba gösterenler, hassas kalpler olarak, yaralanıyor, hırpalanıyor, hayal kırıklığına uğruyoruz. Olsun! bu da bizim insan kalmak için ödediğimiz bedel olsun! Ne ilginç değil mi? İnsan kalabilmek, insani duyguları yeşertip yaşayabilmek ve yaşatabilmek için bile bedel ödüyoruz, ödemek zorunda kalıyoruz. Peki! bu bir tesadüf mü yoksa arka planda bizlerin duygu ve zihin dünyasından bağımsız ama bizlerin yaşayacağı duyguları bile belirleyen bir şeyler mi var.

DoÄŸduÄŸumuz günden beri insanlarla iliÅŸki kuruyoruz. Bu iliÅŸkiler, bazen eÅŸit ama çoÄŸu zaman ise eÅŸitsizlik üzerine kurulu oluyor. Ancak bu eÅŸitliÄŸi ve eÅŸitsizliÄŸi tek başına biz belirleyemiyoruz. Bize, Bizim iliÅŸkilerimize,  bizlerin yaÅŸamına yön veren bizden bağımsız akıp giden bir dünya ve bu dünyanın kendine ait kuralları, yasaları var. Bu kurallar, bizi biz yapmasa da bizlerin yaÅŸamına yön vermede çok belirleyiciler. İşte, bizden bağımsız akıp giden kurallar bütünlüğü ile insan kalabilme yanımız birbiriyle ters orantılı bir ÅŸekilde yaÅŸamda yer buluyor. Bu ters orantıyı ise dünyada var olan İktidar ve iktidarın yaratığı iliÅŸkiler bütünü belirliyor. İktidar dediÄŸimiz, aslında her  ÅŸeyi belirleyen varlık, güç;  kafamızın içini dizayn ediyor istek, talep, Özlem, korku, kaygılarımızı, dünü, bu günü ve yarınımızı ÅŸekillendiriyor. Biz, her birimiz kendimizi çok özel hissederken, evet kesinlikle özeliz, ancak diÄŸerleriyle benzer yanlarımız daha fazla ve genellikle bu benzer yanlarımız, iktidarın yarattığı, yaratmak istediÄŸi insan modelinden, bizlere biçtiÄŸi rollerden bağımsız da deÄŸildirler.

Neden insanlar,  en azından çok okuyan, daha entellektüel bireyler bile ön korteksi gelişmiş olsa da mesele günlük çıkar, ego vb devreye girdiğinde amigdalasıyla, ilkel benliği ile hareket ediyor. Ben çevremde çok görüyorum Adler, From, Freud vb ulu kişileri okuyan, onları hatmetmiş, insan anlama çabasında olan kişiler bile bir sorun karşısında tüm bildiklerini ve tüm o elit, cool, entelektüel tavırlarını bir kenara bırakıp ilkel insanın saldırganlığı ve savunma refleksini ortaya koyuyor!

Neden hala insanlar, paraya, mevkiye vb göre saygınlığı ve hatta sevgiyi belirliyor. Biz böyle istediğimiz için mi yoksa bizden bağımsız kendi kuralları ve yasaları olan Truman Şov benzeri bir dünyanın içinde miyiz? Biz, sadece bize biçilen görev ve rolleri mi gerçekleştiriyoruz, bize verilen rolü mü oynuyoruz?

En saf, en temiz diyebileceÄŸimiz anne-baba çocuk iliÅŸkisinden, kardeÅŸ, eÅŸ, sevgili, dost, arkadaÅŸ, eÅŸinin ailesi ve hatta yoldaÅŸ iliÅŸkilerinde bile bir eÅŸitsizlik söz konusu deÄŸil mi? Ve bu eÅŸitsizliÄŸi saÄŸlayan zamanda ve mekanda tuttuÄŸumuz konum deÄŸil mi? Mesela eÅŸinin ailesi konumuna göre, “bu kız iÅŸsiz alma” gibi, tutum almayı çok açıktan yaparken en yakınlarımız bunu, bilinçli ya da bilinçsiz daha kapalı da olsa gözümüze soka soka, yüreÄŸimizi kanata kanata yapmıyorlar mı?

Biz KHK’liler, iÅŸimizi kaybettiÄŸimiz gece, sadece iÅŸimizi kaybetmedik onunla birlikte bize duyulan “saygıyı” da kaybetmedik mi? Daha önce bize büyük saygı gösterenler, akıl danışanlar ÅŸimdi bizlere, dudak büküp, akılsız insan “doÄŸru dursaydın da iÅŸini kaybetmeseydin” demiyor mu? Onlara göre  İşimizi kaybettiÄŸimiz gün aklımızı da kaybetmedik mi? Kısaca iÅŸimiz yani bir kazancımız olduÄŸu kadar saygın ve akıllı deÄŸil miyiz? Onlara göre “Akıllı olmak” herÅŸeye raÄŸmen, onurunu, ideallerini, düşüncelerini ve duygularını bir kenara koyup iÅŸini kaybetmemek deÄŸil mi?

İşin yoksa boşanma oranları artmıyor mu? İşin yoksa; statünü kaybettiğin için saygınlığını yitirip buna dayanamayarak intihar edenlerin oranı artmıyor mu? Var olan bu iktidar ilişkilerinde,  işin, evin, araban yoksa sen birey olarak kendin bile kendini çekemiyor, kendinden biran önce kurtulmak istemiyor musun?

En sevdiÄŸin insanlar, en yakınların bile kazandığın Parana göre tutum ve davranış belirlemiyor mu? Kısaca paranın Tanrı olduÄŸu bir yerde eÅŸit iliÅŸki kurmak ne kadar hayali oluyor deÄŸil mi? Maddenin doÄŸası gereÄŸi,  maddi kazanç, baÅŸkasının seni ezmesine ya da senin baÅŸkasına tahakküm kurmana zemin sunmuyor mu? Ve iÅŸte tam da bu nedenlerle her iliÅŸkide tek adamlar imparatorluÄŸu kurulmuyor mu? Karşılıksız sevmek, vermek en özel iliÅŸki de bile suiistimal edilmiyor mu? Çünkü karşılıksız bir ÅŸey vermek ve sevmek “aptallık” deÄŸil mi? Biri, birini diÄŸerinden biraz fazla severse, sevilen kiÅŸi buradan onur duymak yerine egosunu ÅŸiÅŸirip karşı tarafı ezmiyor mu? Daha önce sana hiç sesini yükseltmeyen kiÅŸi, varolan mevkini ya da iÅŸini ya da maddi kazancını kaybettiÄŸin de sık sık olacak ÅŸekilde sesini yükseltmenin de ötesinde azarlamıyor mu?

Elbette bunları çoğaltma şansımız çok yüksek. Ancak ben burada bu örnekleri bitirmek istiyorum. Neden her ilişki de iktidarı görüyorum? Neden her ilişki iktidarın yansıması? Neden her ilişki böyle olmak zorunda?

 Sınıflar, toplumlar, halklar, inançlar, cinsler ve insan iliÅŸkilerinde eÅŸitsizlik bizlere ne kadar doÄŸal ve normal geliyor deÄŸil mi? Bizlere normal geliyor çünkü bizler de bu iktidar iliÅŸkileriyle ÅŸekilleniyor, bu iktidar iliÅŸkilerinin içinde hayat buluyoruz. Oysa bu iktidar iliÅŸkilerinin yarattığı eÅŸitsizlik, insani olana yabancı deÄŸil mi? olmak zorunda deÄŸil mi?

İktidarın olduğu yerde eşitsizlik, eşitsizliğin olduğu yerde de insan kalmak çok zor. Bunları yazan ben bile belki belli dönem ve durumlarda eşitsizliği yaratan, uygulayan ve sürdüren biri olmuşumdur. Ben yazarken her şeyi olması gerektiği gibi yazıyorum pratikte ne yapıyorum?, neler oluyor?, olan nedir farkında mıyım?, Bilmiyorum!

Ancak ÅŸundan eminim ki iktidar bizleri kirletiyor, iktidar iliÅŸkilerine benzeyen her iliÅŸki bizi çürütüyor ve insanlara, insanlığımıza yabancılaÅŸtırıyor. Herkes bundan dertli fakat bu dert nasıl ortadan kalkacak sorusuna cevap veren az! Yine burada iktidar iliÅŸkileri devreye giriyor ve sorulara, sorunlara cevap ararken bile bireysel çıkarımız belirleyici oluyor.  “aman benim başıma birÅŸey gelmesinde” ne olursa olsun ancak birileri de gelsin bu sorunu çözsün.

Ey insanlar, eÅŸ, dost, sevgili, anne-baba, kardeÅŸler sizler,  İktidarın yaratığı bu “insani” iliÅŸkilerden, eÅŸitsizlik onun yarattığı tahakkümden; her yerde her iliÅŸkide var olan tek adamlardan, kral ve kraliçelerden bıkmadınız mı? Ben çok bıktım! Kraliçe de tahakküm edilen de olmak istemiyorum. Param kadar saygı ve sevgi görmek ve göstermek istemiyorum. Sadece insan olmak, insan kalabilmek insani deÄŸerlere uygun yaÅŸamak istiyorum!

İnsan kalmak, eşit ilişki yaratmak, var olan iktidar ilişkilerinden arınıp, insanlığın yarattığı ortak değerlere sahip çıkmakla mümkün olacaktır. Paranın krallığını yıktığımız gün, insan olmaya başlamanın da ilk adımını atmış olacağız.

  İnsan kalabilmek umuduyla!

Yurdagül ŞAHİN

, , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.