Suç ve Cezalar Geçmişe Yürütüldü ve Devlet Çürütüldü

Anayasanın 15. Maddesi OHAL Döneminde bile suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceğini emrediyor.

“KHK’lar hükümsüzdür ve tüm sonuç ve etkileri ile ortadan kaldırılması gerekir” derken de esas alınan Anayasa maddelerinden birisidir 15. Madde. Suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceği kuralı tüm dünyada kabul edilen evrensel hukuk kuralıdır.

Suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceği kuralı niçin bu kadar önemlidir?

Hukuk devletinde vatandaşların hukuk güvenliği vardır. Vatandaşlar hangi fiilleri yaptığında suç işleyeceklerini ve hangi fiilden ceza alacaklarını bilirler.  Suç olan fiilleri işlemedikçe hukuki sorun yaşamayacaklarını bilirler ve bunun güvenliğini yaşarlar.

Gelecekte, bugün hayatın olağan akışı içinde yapmış oldukları yasal eylem ve işlemlerden dolayı sorun yaşamayacaklarından da emin olurlar.

Peki Türkiye’de durum nedir? Türkiye’de Anayasanın yapılamaz dediği ne varsa hepsi yapılmıştır.  Anayasa çiğnenmiş ve yok sayılmıştır. Suç ve cezalar keyfi olarak geçmişe yürütülmüştür.  Geçmişte sıradan normal eylemler siyasi iradenin isteği doğrultusunda suç sayılmıştır.

Bu suç sayma işlemi öylesine keyfi yapılmıştır ki bu eylemi işleyen kişiye göre cezalar değişmiştir.  Duruma göre kimisi  için milat kabul edilen tarihler belirlenmiş o tarihten öncekiler suç sayılmamış, kimisi için ise milat falan konmamış, 30-40 yıl öncesine gidilmiştir. 

Hukuk adına hiç bu kadar berbat dönem yaşanmamıştır.  Hukuk adına felaket senaryosu çizenlerin bile öngöremeyeceği bir felaketi yaşıyoruz. 

OHAL döneminde Anayasa’ya aykırı onlarca KHK çıkarıldı ve bu KHK’lar ile savunması dahi alınmadan insanlar peşinen suçlu sayıldı ve emekleri bir gecede ellerinden alındı.  2018 yılında tam OHAL bitti diye sevinirken 375 sayılı KHK’nin geçici  35. Maddesi ile 3 yıl boyunca bakanlara irtibat ve iltisak gerekçesi ile dilediği kişilerin işlerine son verme yetkisi verildi. 

Bu keyfi yetkiyi özellikle İçişleri Bakanlığı tepe tepe kullandı.

3 yıl bitince, 1 yıl daha uzatıldı ve 31 Temmuz 2022 itibarıyla bu uzatma da bitti.

Bu hukuka aykırı yetkinin bitmesine günler kala  İçişleri Bakanlığı yangından mal kaçırırcasına 4000 i  emniyet mensubu olmak üzere çok sayıda kişiyi ihraç etti. İhraç edilenler arasında 89 kaymakam var. Kaymakamlardan bazıları aktif görevde idi. Başlarına gelecek olandan habersiz geçen hafta ilçelerinde rutin çalışmalarını yapıyorlardı. Tıpkı ilk KHK’larda olduğu gibi bir gecede her şeyleri ellerinden alındı.  Ne suç işlediklerini kendileri bile bilmiyor.

Belli ki birilerine yer açmak için birilerinin boşaltılması gerekiyordu.  Geçmişe gidilip bir suç uydurulup bu kişiler cezalandırılmıştır. Suç ve cezalar geçmişe yürütülerek yine  insanlar aileleriyle beraber mağdur edilmiştir.

İrtibat ve iltisak kavramları hukuki olmayan lastik gibi her yöne çekilebilecek tehlikeli kavramlardır.  Bu kavramlar son derece keyfi olarak kullanılarak yüz binlerce insan işinden ekmeğinden edildi. 

İşini düzgün yapan ve suça bulaşmamış bu kişiler devletten tasfiye edilerek devletin içine kendi kadroları dolduruldu.

Geçen ay haber olan bir olay aslında her şeyi özetliyor.  Bir savcı uyuşturucu ticareti yapan bir örgüt kurmuş ve bazı polisler de kurye olarak kullanılmış. Aynı savcının WatsApp yazışmaları da ortaya çıktı.  Bir doktor tehdit edilerek 400 bin TL isteniyor. 

Hepimiz biliyoruz ki ihraç edilen 5 bin savcı hakimin hiçbiri böyle bir şeye tenezzül etmezdi. İhraç edilen 50 bin polisin hiçbiri de uyuşturucu kuryesi olmazdı.

Yazının başlığına dönersek, suç ve cezalar geçmişe yürütüldü, devlet çürütüldü.

Engin AVCI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir