Mehmet Ocaktan: Demirtaş’a Karşı Bu Sessizlik Niye?
Türkiye 40 yıldan fazla bir süredir terörle mücadele ediyor. Bu mücadelede gencecik çocuklarımızı şehit verdik, anneler gözyaşı döktü, aileler büyük acılar yaşadı. Ama aynı zamanda terörün iğvasına kapılan binlerce Kürt genci de hayatını kaybetti, onların annelerinin de yüreği yandı.
Acı olan şu ki terör yüzünden Türkler de Kürtler de kaybetti…
Bugüne kadar uygulanan bütün ‘güvenlikçi’ çözüm yöntemleri bir ölçüde terörü geriletti belki ama temelde Kürt meselesi çözülemediği için terör Türkiye’nin gündeminde olmaya devam etti.
…
Bugün itibariyle neredeyse bütün siyasi partilerin, HDP’ye yönelik olarak yaptıkları eleştirilerin ilk cümlesi “PKK ile arana mesafe koy” çağrısı ile başlıyor. Bu tür çağrıların siyaseten somut sonuçlar üretebileceği konusunda tereddütlerim olsa da Türkiye’de siyaset yapan bütün partilerin toplumun acıları konusunda hassas olmalarını anlamlı buluyorum.
Ancak HDP’nin PKK ile arasına mesafe koyması çağrısının gerçekçi olabilmesi için HDP’nin de halkın iradesiyle parlamentoya gelmiş legal bir parti olduğu konusunda hiçbir partinin ajandasında ‘gizli’ gündemlerin olmaması gerekir.
…
Peki neredeyse bütün siyasi partilerin, HDP’ye PKK ile arasına mesafe koyması çağrısı yaptığı bir ortamda Selahattin Demirtaş’ın sözlerine de kulak vermek gerekmez mi?
Hiç ‘ama’lı, ‘fakat’lı cümle kurmaya gerek yok, Demirtaş herkesin anlayabileceği netlikte “Ortak evimiz Türkiye, ortak devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir” diyor. Daha da önemlisi PKK’ya silah bırakma çağrısı yapıyor.
Biz de bunu istemiyor muyduk, peki bu sessizlik niye? Eğer gerçekten niyetimiz bu ülkede birlikte yaşamaksa, gizli ajandalarımızı bir tarafa bırakıp bu sese kulak vermemiz gerekmiyor mu?