Kaboğlu: OHAL Sürecini Yaşamaya Devam Ediyoruz
Anayasa Hukukçusu ve CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, iktidarın OHAL ve OHAL sonrası politikalarına dikkat çekerek, “Türkiye OHAL sürecini yaşamaya devam ediyor” dedi.
Evrensel’den Şerif Karataş’a konuşan Kaboğlu, “Anayasa md.120 çerçevesinde ilan edilen OHAL, iki yılın sonunda aslında sözde kalktı” diyen Kaboğlu, “Şöyle ki; 27. yasama döneminin ilk mevzuatı olan 7145 sayılı Yasa ile, OHAL önlemleri üç yıl daha uzatıldı. Böylece OHAL KHK yoluyla “yargısız infaz” şeklindeki kıyım yetkisi, valilere ve ilgili kurumlara aktarıldı. Bu üç yıllık sürenin sona ermesine günler kala, 7333 sayılı Yasa ile bu süre bir kez daha uzatıldı. Bu nedenle, OHAL, yasal düzlemde kısmen de olsa devam ediyor” ifadelerini kullandı. Kaboğlu, bunun nasıl olduğunu da şöyle açıkladı: “7145 sayılı Yasa önerisi, düzenleme konusu gereği, Adalet Komisyonunda görüşülerek Genel Kurulda kabul edildi. Uzatma önlemlerine ilişkin ve Anayasa’ya aykırı diğer hükümlerin iptali istemiyle CHP, Anayasa Mahkemesine başvurdu.”
“KENDİNİ ANAYASA’DAN ÜSTÜN GÖREN KOMİSYON ADİL KARAR VEREBİLİR Mİ?”
15 Temmuz sonrasında KHK ile görevlerinden ihraç edilenlerin işlerine iade edilip edilmeme kararını vermek üzere kurulan ve büyük tartışma konusu olan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuyla ilgili Kaboğlu, “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu (OHALİİK) da bu sorumsuzluk halkası içinde; üstelik, görevlileri çifte maaşlı. Bu nedenle, sınırlı süre ile kurulduğu halde görev süresi her yıl uzatılan OHALİİK 6. yılında” dedi. Komisyonun “Ne denli keyfi kararlar verdiğini anlamak için uzun bir araştırma yapmaya ya da sayısal çizelgeler hazırlamaya gerek yok” diyen Kaboğlu, Barış Akademisyenleri (BAK) dosyaları tipik örneğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi (AYM), Barış Bildirisinin, ifade özgürlüğü güvencesi altında olduğunu karara bağladı. Ağır ceza mahkemeleri (ACM), BAK dosyaları üzerinde aklama kararı verdi. Bu kararlar kesinleşti. ACM ve AYM’lerin herkes için bağlayıcı olan ve kesinleşmiş bulunan kararlarına göre, Barış Bildirisine rıza gösteren öğretim üyeleri ile terör örgütleri arasında “irtibat ve iltisak” yok. OHALİİK ise, yargı kararları yokmuş gibi davranarak BAK dosyalarını beş yıl beklettikten sonra her biri için “ret” kararı verdi.” “Kendini Anayasa’dan üstü gören böyle bir komisyon adil karar verebilir mi?” diye soran Kaboğlu, “BAK dosyalarında açıkça keyfi kararlar vermiş olan geçici bir komisyonun diğer dosyalar hakkında ne denli keyfi kararlar verdiğini tahmin etmek hiç de zor değil” dedi.