Türkiye’nin Kurtarılacak Çok Şeyi Var!
‘Artık kaybedecek çok şeyimiz var’ (Önceki Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, AKP Gn. Bşk. Erdoğan, 6.7:22).
Seçime ilişkin bu korku, tıpkı “ne istediler de vermedik?“ itirafı gibi.
…
NE İSTEDİN DE ALAMADIN?
Bu girişimi‚ Allahın lütfu olarak niteleme ayrı bir tartışma konusu; ama, itirafta bulunan ve nitelemeyi yapan kişi, bundan böyle kendini devlet ile özdeş kılmaya başladı: Devletin kurumsal yapısı, toplum ve ülkesi ile.
Nasıl mı?
Egemenlik (kural koyma, uygulama ve yargılama) yetkilerini doğrudan veya dolaylı olarak kişiselleştirerek;
Toplumsal düzeni ve yaşam tarzını sürekli güdüleme ötesinde, iktisadi düzeni (NAS ne diyorsa söylemi ile) altüst ederek;
Ülkesel birikim ve varlıkları tahrip ve tasfiye ederek: Kamu işletmeleri ve fabrikaları, özelleştirme adı altında ranta çevrildi; kamu arazilerini de sürekli satışta. Yüzyıllık sağlık kuruluşları kapatıldı, tahrip edildi. Yandaş şirketler, ülkeyi delik-deşik etti. Millet bahçeleri adı altında doğal dengeler bozuldu. Atatürk Hava Limanı örneğinde olduğu gibi ulusal servet yok edildi; üstelik, millet bahçesi için hazineden harcama yapıldı.
…
BÜTÜNLEŞİK İRADE
Bir zümrenin kaybetmesi, yüzyıllara yayılan tarihsel ve ulusal olanlar gibi başta Avrupa gelmek üzere uluslararası kazanımların da geri gelmesini sağlayacak. Örneğin, Trump, Merkel, Selman vb. yöneticilerin istekleri değil, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa Mahkemesi kararları bağlayıcı olacak.
Türkiye’nin kurtarılacak çok şeyi var: hukuku, kurumları, kuralları ve değerleri.
Bu nedenle anayasal düzene dönüş iradesi (CHP, HDP, İYİ P., SP, DP, DEVA P., Gelecek P., TİP vd.) daha güçlü ve bütünleşik olmalı.