Çarşamba, Ekim 9, 2024
AÇIK GÖRÜŞ

2. Abdülhamid

Halil Köken

2. Abdülhamid; 21 Eylül 1842- 10 Şubat 1918 Sultan Abdülmecit’in Tiri müjgan Kadınefendi’den doğan oğludur.

Abisi 5. Murat’tan sonra 34. Osmanlı Padişahıdır. 31 Ağustos 1876’da tahta çıkmış, 27 Nisan 1909’da tahttan indirilmesine kadar 32 yıl 9 ay tahtta kalmıştır.

En çok tartışılan Osmanlı padişahlarından biridir.  Pek çok tartışılan olayın ortasında yer alır. Devrinde 93 Harbi, Mısır’ın İngiltere tarafından işgali, Tunus’un Fransa tarafından işgali, Kıbrıs’ın İngilizlere verilmesi, Teselya savaşı, Ermeni olayları gibi donanmanın Haliç’te çürütülmesi gibi pek çok olay onun döneminde olmuştur.

Kimine göre, kızıl sultan, vahşi bir diktatör, kimine göre cennetmekân (Cennetlik) Ulu hakan, kimine göre Gök Sultan’dır.  Zıt kutuplar arasında gidip gelinmiştir. İslamcı bir politika izlemiş,  fakat İslamcı aydınları da kendine düşman etmeyi başarmıştır. Said Nursi’yi akıl hastanesine tıktıran ve İslamcı Mehmet Akif’e göre Yıldız Sarayındaki Baykuştur.

2. Abdülhamid’in en büyük şanssızlığı uzun süren iktidar yıllarıdır. Çünkü insanlar zaman içinde bıkarlar ve olumsuz her olayı size fatura ederler. Bu insanoğlunun en büyük bir handikabıdır.  İnsanlar sizi başarılı bulsalar bile zamanla sizden bıkarlar. 46 yıl süren ve Muhteşem diye tabir edilen Kanuni Sultan Süleyman’ın devrinde 2 oğlunu öldürtmesi, sadece 1553’te Şehzade Mustafa’nın değil onun oğlunu ve 1561’de Şehzade Bayezıt’ın ve 5 çocuğunu öldürtmesi bunun göstergesidir.

Uzun süren iktidar yılları iktidarları yıpratır. Bu olay Sosyolojik bir gerçektir. Bu olayın 16. Veya 19. Yüzyılda olması olayı değiştirmez.

33 yıl süren iktidar dönemi 2. Abdülhamid’i yıpratmış ve istemese de 1908’de 2. Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kalmış ve saltanatı hala aydınlatılamayan 31 Mart olayı ile son bulmuştur.

1876’da bir ihtilal sonucu iktidara gelen 2. Abdülhamit 1909’da bir başka ihtilalle iktidara veda ediyordu. Sosyolojinin ve tarihin kuralları hangi dönemde olursa olsun geçerliliğini sürdürecek, uzun süren iktidar yıllara sizleri yıpratacak ve sizi götürecektir. Tıpkı doğan her canlının bir gün öleceği gibi.

Fikret Kızılok’un Süleyman Şarkısı’ndaki gibi gül yüzünüz bir gün solacaktır.  Düşünün etrafınızdaki olayları hatırlamaya başladığınızda duyuyorsunuz (o zaman tv ve radyo yok.) padişah 2. Abdülhamid, askere gidip geliyorsunuz padişah 2. Abdülhamid, gün gelip ölüyorsun padişah gene 2. Abdülhamit.  Herhalde hayat bayağı eğlenceli olurdu. Hzlbuki oturduğu yerden kalkmak istemeyenler çoğunluğu altına pisleyenlerdir. Ecevit, İnönü’yü yaşlılığını ileri sürerek devirmiş, gün gelmiş aynı duruma kendisi düşmüş, fakat koltuğu bırakmamış, % 0’lı bir oyla hayata veda etmiştir.