HDP’den OHAL Komisyonu Kararlarını Etkilemeye Yönelik Faaliyetlerin Açığa Çıkarılmasına İlişkin Önerge
Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, 126 bin başvurunun yapıldığı OHAL Komisyonunda bazı dosyalarla ilgili olumlu karar verilmesi için bazı gazetecilerin aracılık ettikleri ve “göreve iadesi için ricacı olma” konusu ile doğrudan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ilgilendiği yönündeki iddiaların araştırılması ve ilgili kişilerin açığa çıkarılması için Meclis’e araştırma önergesi verdi:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, sayfasında da belirtildiği üzere 7075 sayılı Kanun ile kurulan ve olağanüstü hal kapsamında, doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları, ilgili kamu kurumlarından temin edilen bilgi ve belgeler kapsamında değerlendirip karara bağlayan bir komisyon olarak 22 Mayıs 2017 tarihinde göreve başladı. O günden bu yana 126 binin üzerinde başvuru alan komisyon başvuruların birçoğunu karara bağladı. Son günlerde kamuoyuna yansıyan haber ve bilgilere göre ise bazı gazetecilerin komisyona başvuran memurlar hakkında olumlu karar verilmesi için aracılık ettikleri, “göreve iadesi için ricacı olma” konusu ile doğrudan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ilgilendiği iddia edilmektedir. Kanunla kurulan bir komisyonun çalışma usul ve esasları belli olduğu halde kanun dışı yöntemlerle karar verildiğinin iddia edilmesi oldukça vahim bir durumdur. Bu iddiaların araştırılması ve bu süreçte aracı olan, kararların verilmesinde etkili olan kişilerin araştırılması ve açığa çıkarılması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.
GEREKÇE
OHAL Komisyonu, sayfasında da belirtildiği üzere,7075 sayılı Kanun ile 22 Mayıs 2017 tarihinde göreve başladı. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminden sonra kurulan bu komisyonun amacı, darbe girişimi ile bağlantılı olduğu iddia edilen ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle işlerine son verilen devlet memurlarının başvurularını araştırmak ve bağımsız bir komisyon olarak faaliyet yürütmekti.
Buna göre 28/05/2021 tarihi itibariyle Komisyona yapılan başvuru sayısı 126.674’dür. Komisyon tarafından verilen karar sayısı ise 115.130 olarak dikkate alındığında, incelemesi devam eden başvuru sayısı 11.544’dür.22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlamış olan Komisyon tarafından 28/05/2021 tarihi itibariyle verilen karar sayısı 14.072 kabul, 101.058 ret olmuştur.
OHAL Komisyonu’nun çalışma esas ve usulleri ise Komisyon sayfasında şu şekilde ifade edilmektedir:
“Üyeler ve Komisyon çalışmalarında görevlendirilenler, görevlerini yerine getirmeleri sırasında edindikleri, kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere ait gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri, ticari sırları ve bunlara ait belgeleri, bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz, kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına kullanamaz. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder.”
Ancak kamuoyuna yansıyan haberler komisyonun çalışma usullerinin bu şekilde olmadığı, bazı gazetecilerin başvuru yapan devlet mamurlarının göreve iadesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin sadece Süleyman Özışık adlı gazeteci şahsın kendi ifadesine göre, binlerce şahıs için ricacı olduğu görülmektedir. Özışık, bir televizyon programında, “Ben gerek Süleyman Soylu’ya, gerek OHAL İşlemleri Komisyonuna, gerek diğer mercilere masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki, ‘Bu insanlar eğer masum çıkmazsa hesabını benden sorun.’ Araştırmalar yapıldı, hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı ve hepsi görevlerine iade edildi” demiştir.
Bu gazetecinin, en üst düzeyde bakan ve bürokrat olsa dahi üçüncü kişilerin dosyalarını göremeyeceği Komisyon tarafından açıkça belirtildiği halde, bu şahsın nasıl olup da dosyaları görebildiği, gördükten sonra “olumlu kanaat” getirerek başvuru yapan memurların görevlerine iade edilmeleri için ricacı olduğu merak konusudur. Bu durum, başvuru yapan devlet memurlarının olumlu kanaat bildirilmesi için bu gazeteci şahsa para verip vermediği sorusunu akıllara getirmiştir. Dosyası karara bağlanan ve göreve iade edilen kaç devlet memurunun bu şekilde göreve başladığı günlerdir kamuoyu tarafından sorulmaktadır. Daha da vahimi, basında sıkça dile getirilen “FETÖ Borsası” iddialarının bu komisyon için de geçerli olup olmadığı, örneğin kimi devlet memurlarının kendileri için “ricacı” bulup bulamadıkları kamuoyunda merak konusu haline gelmiştir.
Merak edilen bir diğer nokta ise bu gazetecinin “ricalarını” neden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ilettiğidir. Çok sayıda bakanlıktan ihraç edildiği bilinen yüz binin üzerinde devlet memurunun göreve iadesinde ilgili bakanlıkların değil de İçişleri Bakanlığı’nın “bu ricaları” değerlendirmesi, “usulsüzlük içinde usulsüzlük” olarak Meclis’in araştırması gereken konuların başında gelmektedir.
Konu ile ilgili açıklama yapan Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, hukukun üstünlüğü ilkesini gözeterek, tarafsız ve bağımsız bir şekilde, ilgili mevzuat ile çalışma usul ve esasları kapsamında çalışmalarına devam ettiğini bildiren genel geçer bir açıklama yapmış, ancak bu açıklama kamuoyunda tatmin edici olmaktan uzak olarak değerlendirilmiştir.
Tüm bu iddiaların araştırılması için TBMM’de bir araştırma komisyonunun kurulması, parlamento önünde hukuki, ahlaki ve vicdani bir sorumluluk haline gelmiştir. Binlerce insanın mağdur olduğu, onlarca memurun açlık ve yoksulluktan intihar ettiği, ailelerin parçalandığı bir dönem olan ihraçlar süreci vicdanları yaralayan bir hal almıştır. Hem sözü edilen usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması ve bu kişilerin kimler olduğu, hem de şimdiye dek verilen kararların yeniden gözden geçirilmesinin sağlanmasına vesile olması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması aciliyet arz etmektedir.
29 Haziran 2021