KHK’lıların Avukatlık Engeli AYM’den Döndü
Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’siyle ihraç edilen, haklarında herhangi bir kesinleşmiş ceza olmamasına rağmen avukatlık yapmaları engellenen hukukçularla ilgili ihlal kararı verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), OHAL döneminde yayımlanan KHK’lerle hakimlik ve savcılık görevlerinden ihraç edilen Mehmet Çetinkaya ve D.K.’nin bireysel başvurularını karara bağladı. İhraçlarının ardından haklarında herhangi bir ceza bulunmamasına rağmen Adalet Bakanlığı’nın itirazı sonrası avukatlık ruhsatları iptal edilen hukukçuların “özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği” kararı verildi.
BAKANLIĞIN İTİRAZININ ARDINDAN AVUKATLIK YAPMALARI ENGELLENDİ
OHAL KHK’siyle hakimlik ve savcılık görevlerinden ihraç edilen hukukçular Mehmet Çetinkaya ve D.K., ihraçlarının ardından avukatlık yapmak için ruhsat başvurusu yaptı. Başvurular Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından kabul edildi. Kabul kararlarını uygun bulmayan Adalet Bakanlığı kararları TBB’ye geri gönderdi fakat TBB kararında direndi ve hukukçuların baro levhalarına yazılmaları kararı verdi.
Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurarak TBB’ye karşı dava açtı. Bakanlığın itirazını karara bağlayan idare mahkemeleri her iki başvurucunun da avukatlık ruhsatı almalarını sağlayan kararları iptal etti ve hukukçuların avukatlık yapmasını engelledi.
HUKUKÇULAR AYM’YE BAŞVURDU
Bu dönemde kamu görevinden ihraç edilen Mehmet Çetinkaya hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “FETÖ/PDY’ye üye olma” suçlaması yürütülen soruşturma kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlandı. Erzurum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “FETÖ/PDY’ye üye olma” suçlamasıyla yargılanan D.K. ise 2019 yılında beraat etti ve karar istinaf edilmediği için kesinleşti.
İhraçlarının ardından yürütülen soruşturma ve davadan ceza almayan hukukçular Mehmet Çetinkaya ile D.K., kamu görevlerinden çıkarılmış olmalarının ve ceza soruşturmaları altında bulunmalarının serbest avukatlık yapmalarının önünde engel oluşturmadığını, buna rağmen Adalet Bakanlığı tarafından açılan iptal davalarında taleplerinin dikkate alınmadığını ve hukuka aykırı şekilde aleyhlerinde karar verildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne “Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği” iddiasıyla bireysel başvuruda bulundu.
Hukukçular, söz konusu uygulamalar ve kararlar nedeniyle özel sektörde dahi çalışmalarının engellendiğini, kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlayabilecek bir işte çalışma ve asgari insan onuruna yakışır yaşama haklarının ellerinden alındığını belirterek özel hayata saygı hakkının yanı sıra adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürdü.
Hukukçuların başvurularını görüşen AYM, idare mahkemelerinin serbest avukatlık mesleğini icra etmekten alıkoyan kararlarının kanuni bir gerekçesi bulunmadığı gerekçesiyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı. Başvurucuların tazminat talebini reddeden AYM oybirliğiyle aldığı kararıyla Anayasa’nın 20’inci maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
BAKANLIK YİĞİTER’İN RUHSATINA KARŞI DA DAVA AÇTI
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden OHAL döneminde yayımlanan KHK’yle ihraç edilen ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyen Cenk Yiğiter de staj sürecini tamamlamasının ardından avukatlık ruhsatını aldı. Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’nin ‘ihlal kararı’ verdiği iki hukukçuda olduğu gibi, Yiğiter’in ruhsatının iptali için Türkiye Barolar Birliği’ne karşı Ankara 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Bakanlık, Yiğiter hakkında yürütülen bir soruşturma olduğunu, bir davada da beraat etmesine karşın istinaf süreci tamamlanmadığını belirterek TBB’nin ruhsat verilmesi kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep etti.
AYM’nin hukukçuların başvurusuna ilişkin verdiği ihlal kararını değerlendiren Avukat Cenk Yiğiter, Adalet Bakanlığı’nın, tüm bu sürecin hukuki anlamda neye tekabül ettiğini gayet bilerek hareket ettiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Benimle ilgili davayı açtıkları zaman örneğin, bugün yayınlanan karardan da çok yakında Resmi Gazete’de yayınlanacağından da haberleri vardı. Siyasal intikam saikiyle avukatlık ruhsatını gasp etme çabalarının en sonunda ya Anayasa Mahkemesi’ne ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne toslayacağını da başından beri biliyor. Ancak bile isteye, zamana oynayarak, ‘Ne kadar engellersek kârdır’ diyerek, sistematik bir insan hakları ihlalcisi olmayı seçiyor. Bu süreçte bakanın kendisi dahil tüm faillerin hukuki ve cezai sorumluluğunun hayata geçmesi için gelecekte elimden geleni yapacağım.”