Salı, Ekim 8, 2024
AÇIK GÖRÜŞ

Ömür Törpüsü İstanbul Trafiği

Veysi Dündar

15 Dk’lık mesafe Neden 1,5 Saat Oluyor?

Beyaz yakalı bir dostum Korona’dan yıpranmış ekonomiye rağmen mahalle aralarında sıkışan trafikten şikayet ediyor.

Kentsel dönüşüm mağduru İstanbul’da 10 dairelik apartman 20 daireye dönüştü. 1’e 2 verdi tüm eski binalar.

Yol aynı yol, kanalizasyon aynı kanal, su aynı su ama evler duble.

Korona’yla katmerleşen ekonomik kriz olmasa daha da devam edecekti bu dönüşüm. Peki İstanbul’un bunu tolere edecek alanı kaldı mı?

AKP’nin inşaata dayanan ekonomik büyümesinin neticesi İstanbul’un daha da beter olan trafik sorunu oldu.

Bütün mega şehirlerin trafik sorunu vardır. Ama bunlardan hiç biri şehri daha da kalabalıklaştıracak imar dönüşümlerini, kurtuluş reçetesi olarak görmedi.

İstanbul halkının onu yönetenlerden çok daha ferasetli olduğunu Kanal Projesine kahir ekseriyette kırmızı kart  gösterilmesinden de anlamak mümkün.

Bir diğer beyaz yakalı arkadaşımsa sabah işe giderken şehrin ana merkezlerinin girişine konuşlanan polislerden şikayet ediyor.

Trafik denetimi yapılacak saat olarak işe yetişmeye çalışan insanların, en değerli dakikalarına el koyan bir asayiş anlayışından söz ediyoruz.

Kaza riskinin sıfıra yakın olduğu ağır aksak trafiğin tam  şehrin göbeğinin; trafik polislerince tuzaklanması bu bölgelerin iktisadi hayatını olumsuz etkiliyor.

Bağdat Caddesi'nde yaya geçidi nöbeti - Timeturk Haber

Trafiği sabote eden riskli sürücülerin hedefe alınması hele ki teknolojik imkanların güncel haliyle mümkün ve gerekli iken, yolunda giden sürücülerden gözüne kestirdiğini denetime alan sistemin, tek amacının en kısa sürede en yüksek ceza yekununa ulaşma derdinde olduğu ise aşikar.

AKP’nin İstanbul’u rant kapısı görme stratejisinin arkasında oy tabanının sosyolojisi yatıyor. AKP’nin ekonomi bakanı doları önemsiz gördüğünü beyan etti fakat öncesinde doların düşük olmasının Avrupa’yı gezmek isteyen tuzu kuruların derdi olduğunu da ifade etmişti.

Mehmet Şimşek ve Ali Babacan’ın orta gelir tuzağı dedikleri tam da bu tercihlerin ifadesi aslında. AKP için devletin zengin olması, devletten ihale alan müteahhitler ve bunların hemen altında yerleşen piramidin üstü yeterlidir.

Gezi Zamanında  benim “Bankalarda param yok” denilerek  Bankada parası olanların hasımlaştırıldığını da görmüştük. AKP hiçbir büyük ilçede seçim kazanmıyor çünkü küçük ilçelerin devletin yardımlarıyla yaşayan seçmenine ihtiyacı var.

Eskiden sağ partilerden belediye başkanı çıkaran Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, İzmir vb. birden komünist falan olmadı. Buradaki ahali AKP’nin çıkış yolunu orta geliri azıcık aşanlara fatura ödetmekte bulduğunu keşfetti.

Pandemide dahi sadece Halk Bankasının  ufak esnaf kredilerinden başkasına ayrıcalık sağlanmadı. Ziraat’in tarım kredileri bile bundan istifade etmedi. AKP büyük sayıların ve kollektif yoksunluğun üzerine kurduğu düzeni, pandemi vesilesiyle bir kez daha gözümüze soktu.Bankaların aldıkları gecikme faizleri bile enflasyonla uyumluyken, Hazine Garantili projelerden yanlışlıkla ücret ödemeden geçenlere tam %1000 ceza kesildi.

Bütün bunlar kümesteki kazların tüyünü yolmak içindi.

Kümesi büyütmek ya da kazların sayısını artırmak “Gezi”de kanıtlandığı üzere ters tepmekteydi.

800 bin km2 vatan toprağının %2’sine  (yaklaşık olarak İstanbulun yüzölçümü) bütün yatırımları yapıp, hala kanal vesaire ile burada ciroyu artırmak memleketin geri kalanına ise damlalıkla zenginlikten pay vermek…

AKP bildiklerinin tamamı yanlış olan bir parti olarak kredisinin tamamını kullanmıştır. Eksi bakiyeye düşmüştür ve özellikle İstanbul’un AKP’ye tahammülü kalmamıştır.Bu şehir hukuka binaen ufak bir farkla elinden aldığı Belediye Başkanlığını, kararına saygı gösterilmeyince Fizan’dan duyulacak şekilde hak sahibine teslim etmişti.

Bugün iş bilmezliğiyle şehrin dokusunu yok eden yönetim şeklinin, merkezi otoritenin şehrin ihtiyaçlarında ne denli koptuğunu görmekteyiz.

İstanbul AKP aklına artık katlanamıyor..

Uzatmalar oynansa da sonuç değişmeyecektir.

Zamanın ruhu ve gereği bu arkaik giysiyi tarihin arka odasına atmak için sabırsızca beklemektedir.

1.10.2020