Cumartesi, Nisan 20, 2024
AÇIK GÖRÜŞEKONOMİ

Yeni Bir Kriz Olacaksa Yine Aynı Yerden Çıkacak…

Emre Alkin

2008 Krizi hepimiz için önemli bir deneyim oldu. Finans Sektöründen kaynaklanan bir krizdi ama “tüm krizlerin anası” değildi. Yalnız, şunu da söylemeliyim. Bundan sonra çıkacak kriz 2008’i de 2020’yi aratır cinsten olabilir. Sebebini anlatayım:

Gayet iyi hatırlıyorum 23 Temmuz’da size şöyle bir bilgi vermiştim:

“..Euro Bölgesinde Firmaların finansman ihtiyacının % 80’inin bankalar tarafından karşılandığını görüyoruz. Geri kalan % 20’lik fonlanma enstrümanları değişik türdeki bonolar ve farklı borçlanma türlerinden oluşuyor. Hiç birinin payı % 10’u geçmiyor. Hal böyleyken Euro Bölgesinde bütün yükü bankalar çekiyor desek yanlış olmaz.  

ABD’ye baktığımızda ise çok farklı bir manzarayla karşı karşıya kalıyoruz. Şaka değil Amerikan Firmalarının finansman ihtiyacının sadece % 18’ini bankalar karşılıyor. En önemli fonlanma faaliyetini % 28 ‘lik paylarla  sırasıyla A+ ve BBB dereceli tahviller alıyorlar. Haliyle bu tahviller güçlü firmaların borçlanma kağıtları ve getirileri çok yüksek değil. Bu sebeple % 11’lik payla yüksek getirili tahviller pastadan pay alıyor. Yani BBB- ve daha düşük ratingli olan finansman bonoları. “Cesaret eden buyursun” diye arz edilen bu tahvil ve bonoların yanında % 10 ile kaldıraçlı krediler gelirken, hemen ardından % 4 ile “doğrudan fonlanma” dediğimiz finansman metodu var….” 

Buraya kadar bir sorun yok. Ancak bazı gelişmeler ABD’deki oldukça çeşitlenmiş fonlanma imkanlarının riskli olabileceğini de ortaya koyuyor. 

Son olarak, bir çok fon yöneticisi Fed’in tüm desteğine rağmen yüksek faizli tahvillerde temerrüt oranının iki katına çıkabileceğini söylüyorlar. Yani yukarıda belirttiğim gibi “cesareti olan alsın” kıvamından “macera” kıvamına dönüşmüş bu finansman bonoları. 

Çok düşük getiriler sebebiyle, birçok fon yöneticisinin yatırım yapılabilir nota sahip şirket tahvili piyasasında daha düşük kalitedeki BBB- notlu tahvillere doğru kaydığı gözlenirken asıl tehlikenin burada başladığını söyleyebilirim.  

Eğer önümüzdeki dönemde bu tahvillerin sadece yüzde 50’sinin notunun indirilirse, yüksek faizli tahvil piyasasındaki temerrütlerin iki katına çıkması işten bile olmayacak. Bu arada ABD özel şirket finansman bonosu pazarının çeşitli konulardaki alt kırılımları ile beraber 20 Trilyon Dolar civarında olduğunu belirtmeliyim. 

“Yeni kriz yine ABD’den çıkacak gibi gözüküyor..”

Birçok tecrübeli yatırımcı, Fed’in olağanüstü desteklerine ve ABD Hükümetinin teşviklerine firmaların arzu edilen tepkiyi vermediğini söylerken, Amerika’da Kovid-19 pandemisinin şu anki seyrinin toparlanma için risk olmaya devam ettiğinin altını çiziyor.

ABD ekonomisinin dünyanın toparlanma hızından daha yavaş toparlandığını iddia edenler de var. Ancak, benim gibi dışarıdan gözlemleyenler için ABD azımsanmayacak ölçüde tepki veriyor ve en azından ihracat açısından bir toparlanma içinde. 

Hatırlarsanız sunum ve raporlarımda sürekli olarak “bir kriz çıkacaksa aşırı borç içinde olan gelişmiş ülkelerden çıkacak” diyorum. Eğer, ABD’nin 2008 yılında bankalarla başlattığı bir krizin benzeri finansman bonoları pazarından yaşanırsa sanıyorum küresel ekonomi beklenmedik bir darbe yemiş olur. Eğer firmalarda bir “B Planı” yapılacaksa bu riski de dahil etmek gerekir diye düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir