Diyanet’ten “Din İstismarı” Hutbesi
“İftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din istismarıdır”
Uşşaki Tarikatı lideri olduğu iddiasıyla kamuoyunda tanınan Fatih Nurullah takma adlı 58 yaşındaki Eyüp Fatih Şağban’ın bir çocuğa yönelik istismarının ardından kamuoyunda tarikat ve cemaatler bir kez daha tartışma konusu.
Şimdiye kadar konnu hakkında bir açıklama yapmayan Diyanet İşleri Başkanlığı, bugünkü cuma hutbesinide “din istismarı”nı hedef aldı.
81 ilin camilerinde okunan hutbede, din istismarı “Dinin manevi otoritesini kullanarak maddi kazanç, güç, şöhret ve makam elde etmektir” ifadeleriyle tanımlandı ve şöyle denildi:
Dini istismar edenler, Allah’la ve Peygamberimizle görüştüklerini iddia ederek insanların iradelerini teslim almaya yeltenir. Hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini hakikatin yegâne temsilcisi gibi göstermeye çalışır. Sözde keramet ve rüyalarla, bidat ve hurafelerle saf Müslümanları yönetmek ister. Şifa dağıtma, kısmet açma vaadiyle insanların çaresizliklerinden menfaat devşirir. Bilhassa gençleri hedef alarak toplumun heyecanını, hayal ve ideallerini, dinî inanç ve duygularını sömürür.
Din istismarcıları, kendileri gibi düşünmeyenleri dışlar, mutlak itaat göstermeyenleri ötekileştirir hatta tekfir eder. Kendilerine kayıtsız şartsız bağlılığı şart koşarak aile, millet, kültür ve kimlik bağlarını zayıflatır. Menfaati uğruna yalanı, ikiyüzlülüğü, hırsızlığı, şantajı, şiddeti meşru görür. Sonuçta hem kendisi sırat-ı müstakimden sapar, hem de başkalarını saptırır.
“İslam hakkında korku ve nefret oluşturmak da din istismarıdır”
“Din istismarı karşısında herkese düşen görevin feraset ve basiretli davranmaya” çağıran Diyanet, şu ifadeleri kullandı:
Din istismarı karşısında her birimize düşen, ferasetli ve basiretli davranmaktır. İstismar hareketleriyle samimi gayretleri birbirinden ayırt etmek için teyakkuzda olmaktır. Yüzyıllardır bu topraklarda dinî hayatımızı besleyen güçlü ve güvenilir maneviyat damarlarımızı tanımaktır. İslam’ı tahrif ve istismar etmek isteyenlerin bir amacının da köklü Anadolu irfanına zarar vermek olduğunu unutmamaktır.
Şu da bir gerçektir ki inancı ve dinî değerleri üzerinden insanları aldatmak nasıl din istismarı ise iftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din istismarıdır.