Cumartesi, Nisan 20, 2024
EKONOMİHABERLER

Bireysel Emeklilik Bilmecesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bireysel emeklilik sistemindeki birikimin özel sektöre kaynak olarak aktarılabileceğine dair açıklaması, kafaları karıştırdı. Uzmanlara göre, böyle bir adım yeni bir ‘kaynak israfı’ yaratabilir.

Türk Lirası’ndaki değer kaybı tüm hızıyla devam ediyor. 8 Eylül’de dolar kuru yeni bir rekor kırarak, 7,48 TL’nin üzerine çıktı. Euro kuru ise 8,84 TL’yi aştı. Bu süreçte, vatandaşların Türk Lirası birikimlerine ilişkin endişelere ise bir yenisi eklendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de milyonlarca vatandaşın birikimlerinden oluşan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) toplanan paraların özel sektöre kaynak olarak kullandırılabileceğini açıkladı.

7 Eylül’de Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Sigorta tanıtım töreninde konuşan Erdoğan, bireysel emeklilik sisteminde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli düşük maliyetli kaynak sağlanabileceğini dile getirdi. Erdoğan’ın bu sözleri, “Şirketlerin kaynak ihtiyacı, vatandaşın cebinden mi çıkacak?” sorusunu gündeme getirdi.

6,8 milyon kişi faydalanıyor

Bireysel Emeklilik Sistemi, Türkiye’de vatandaşların düşük olan tasarruflarını artırmak amacıyla 2003’te yürürlüğe girdi. BES üzerinden birikim yapan vatandaşlara yüzde 25 de devlet katkısı veriliyor. BES üzerinden emekli olabilmek için, sistem içerisinde en az 10 yıl kalınması ve 56 yaşını doldurmak gerekiyor. Bu şartları sağlamadan sistemden çıkmak isteyenlerin geri ödemelerinde ise belli oranlarda kesintiye gidiliyor. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin verilerine göre, 31 Ağustos itibariyle Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi’nden 6,8 milyon kişi faydalanıyor. Sistemde biriken fon miktarı ise 145 milyar TL’ye ulaşmış durumda.

“Tasarruf yapanları olumsuz etkiler”

DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, BES’te biriken paraların özel sektöre aktarılması, vatandaşların sisteme olan güvenini sarsacak.

Piri Reis Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, hükümetin bugüne kadar halkın tasarruf açığını kapatmayı amaçlayan Bireysel Emeklilik Sistemi’nin başarılı şekilde yürüttüğünü söylüyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarif ettiği şekilde bir kaynak aktarımının olumsuz sonuçları olacağını dile getiren Prof. Ardıç, “Sayın Cumhurbaşkanımızın kaynak olarak BES’i özel sektöre ekonomiyi canlandırmak için kullandıracağım demesi, uygulamaya konur mu bilemem. Ama BES’te tasarruf yapanları son derece olumsuz etkiler” diyor.

“Kaynaklar yatırım ve üretime gitmiyor”

BES’te biriken fonların ileride kendilerine ek gelir olarak dönmesini bekleyen insanlar için, Erdoğan’ın açıklamasının ‘kaygı verici’ bir açıklama olduğunu ifade eden Kaya Ardıç, şu görüşleri dile getiriyor:

“Hükümet bütçe disiplini konusunda başarılıydı ama artık burada sorunlar var. BES gibi çok önemli bir kaynağı yatırımlara ve üretime yönlendirmek desteklenebilir. Ancak bugüne kadar kaynak kullanımı üretime ve yatırıma gitmek yerine şirketlerin işletme sermayesi olarak kullanılıyor. Borçların ödenmesinde ve hatta dövize ve altına yatırım yapmak şeklinde kullanılıyor. Dolayısıyla BES’teki önemli bir kaynağın özel sektöre bu şekilde kullandırılması yanlış olur. Çünkü bu kaynak da böylece israf anlamında etkin olmayan bir biçimde kullanılmış olur.” 

Muhalefet tepkili: “İnşaatçıya kredi olacak

Erdoğan’ın ’BES’ çıkışına muhalefetten de tepki geldi. Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın ‘BES’ projesine karşı çıktı. BES’te biriken fonların önemli bir kısmının hazine tahvil ve bonolarında değerlendirildiğini ifade eden Yılmaz, “Yok böyle bir nakit. Para kullanıldı ve Hazine BES sahiplerine borçlu” diye konuştu. Eski Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı olan Gelecek Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Profesör Yusuf Ziya Özcan ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Bireysel emeklilik fonu da gitti. Kim bilir hangi inşaatçıya kredi olacak ve geri ödenmeyecek” ifadelerini kullandı.

Peki, BES’teki birikimleri özel sektöre aktarmak gerçekten mümkün mü?

Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Murat Özveri’ye göre, yapılmak istenen kaynak aktarımı, mevcut haliyle hukuka aykırı.  BES’in kuruluş amacının bir yanıyla kamu emeklilik sistemini desteklemek diğer yanıyla da yeni yatırımlar için fon oluşturmak olduğuna işaret eden Dr. Özveri, “Ancak bunun için çıkarılmış bir kanun var ve BES şirketlerinin topladıkları fonları nerede, nasıl değerlendireceklerini belirlenmiş durumda” diyor.

“Bireysel tasarruflara el koymanın yolu açılır”

BES fonlarında biriken paranın kanunun amacının dışında kullanılmasına açık yasaklamalar getirildiğine dikkat çeken Murat Özveri, “Eğer bu fonlarda biriken paralar özel sektöre ucuz kredi olarak kullandırılacaksa, bu yasaya aykırı bir tutum olacaktır. Ancak yasal değişiklik yapılarak sağlanabilir. Böyle bir yasal değişiklik yapıldığı zaman da bireysel tasarruflara el koymanın yolu açılmış demektir””değerlendirmesinde bulunuyor. 

“Mevcut yasaya aykırı”

BES birikimlerinin amacı dışında kullanılmasının, emekli adayları için endişe kaynağı olmaya devam ettiğini dile getiren Dr. Özveri, şöyle konuşuyor:

“BES kurulduğunda toplanan fonların kriz zamanlarında prim yatıranların çıkarlarının aleyhine piyasayı ucuz kredi ile fonlamak için kullanabileceği riskinden her zaman endişe etmiştik. Ama bu risk bugün gerçekleşecekse, kanun değiştirilmeden yapılması mümkün değildir. Kanun değiştirilmeden yapılacaksa da açıkça yasaya aykırı bir uygulama olacaktır.”

“Öncelik BES’in büyütülmesi olmalı”

Öte yandan, Zorunlu BES’ler ile birlikte toplamda yaklaşık 155 milyar TL’ye ulaşan sistemin dünyadaki örneklerine göre çok küçük olması, bu fonların nasıl kullanılacağına dair soru işaretlerini de artırıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu’na göre, şu an için nasıl bir düzenleme yapılacağı ve ne tür bir değişim yaşanacağı net ve belli değil. Fon büyüklüğünün artırılması halinde, farklı kanallarda kullanılabileceğinin de kastedilmiş olabileceğini ifade eden Prof. Saltoğlu, “Mevcut BES fonları kamunun çıkardığı Hazine tahvili ve Eurobondlarda değerlendiriliyor. Bu fonların uzun vadeli krediye dönüştürülmesi için farklı bir kurgu gerekecektir” diyor. Mevcut durumda BES’in çok küçük bir oranının bu tür uzun vadeli fonlara aktarılabileceğini kaydeden Prof. Saltoğlu, “Bu da 3 trilyon TL’ye yakın bankacılık kredilerinin yanında ufak kalabilir. Kanımca öncelik BES’in büyümesidir. Zira hala diğer ülkelere göre çok küçük” diye konuşuyor.

Bu tür değişikliklerin halka doğru anlatılmasının önemine işaret eden Saltoğlu, “Toplumda BES’e karşı zaten bir güven sorunu varken, konuyla ilgili teknik ve detaylı bir basın açıklaması yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulunuyor.

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir