Büyük Birader Bizi İzliyor
Sosyal Medya’ya dair düzenlemenin aklımıza getirdiği tek bir gerçeklik var. George Orwell ne hayal ettiyse 2020 Türkiye’sinde bunun karşılığını bulabiliriz.
Unutulma hakkı deniyor mesela.
AKP gibi MHP ile ittifak yapmış ve unutursak kanımız kurusun diyen bir zihniyetin unutulma hakkını savunması aslında unutturma çabası olarak da okunabilir.
AKP’nin işbirliği yaptığı İbadet, Ticaret, İhanet ekseninde sonunda bozuştuğu cemaat ilişkisini unutturma çabası olarak da okumak lazım bunu.
Tarihi yeniden yazma, tarihi önce yok etme sonra yeniden yazma. Tam da buna karşılık gelmiyor mu bu unutulma kaygısı.
“Geçmiş silindi, silinen unutuldu, yalan gerçek oldu.”
Eğer AKP kendi geçmişini silmeyi başarırsa ve bunu unutturursa kimbilir belki bir gün bütün bu ittifakı ve yaşananları AKP ‘nin değil mesela CHP’nin yada muhtemel ki HDP’nin yaptığına inanabiliriz.
Bu kadar mı tabii ki hayır;
Yine Orwell’in deyimiyle :
“Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cehalet güçtür”
Zeynep Yıldız isimli AKP’li vekil Twitter’ı nasıl dize getireceklerini ve ona nasıl süre verdiklerini anlatırken Orwell’in yukardaki cümlesini tekrar eder gibi. Eğer Twitter Ak Twitter olursa tabii ki biz de ona izin veririz. Bunun için 5 ay süresi var. 5 ay tahammül ediyoruz. Baba oğuluna yapar mı bunu ? Tabii ki yapmaz.
Orwell sözleri bitmiyor. Sosyal Medya yasası için tabii.
“En iyi kitaplar … zaten bildiklerinizi söyleyen kitaplardır.”
Biz zaten milletimiz için en iyisini biliriz. Biz Devletiz. Bunun için de sizin twittera ihtiyacınız yok. Twitter her neyse onu 8 milyar insan takip etsin. Biz 80 milyon insan için en iyisini biliriz.
Son seçimde ülkenin en büyük şehrinde dahi seçimi kaybetsek de bu böyle. Bizim bildiğimiz doğrudur. Yada doğru bizim bildiklerimizden ibarettir.
“İnsanlık seçimi özgürlük ve mutluluk arasındadır ve insanlığın büyük kısmı için mutluluk daha iyidir.”
Sizi mutsuz edecek bilgiyi öğrenme özgürlüğüne ihtiyacınız yok. Altının 700 lira Euro’nun8 lira olduğunu duyup ne yapacaksınız? Kadına Hayvana Çocuğa şiddeti bilmek sizi mutsuz eder. Rahip Brunson’u Deniz Yücel’i dış baskılarla salıvermek ve içeride seçilmişleri hapiste tutmak arasındaki çelişkiyi birileri yüzünüze vursa ne olacak? Sadece mutsuzluk olacak. Gemilerin geri çağrılması, Ayasofya minberinde Atatürk’e lanet okuyan memur vs kime ne fayda sağlıyor . Özgür Twitter mutsuz insanlar demek. Bizeyse mutluluk gerekir.
“Biz sadece düşmanlarımızı yok etmiyoruz; onları değiştiriyoruz. ”
Tam da öyle değil mi? Twitterı zaten yok edemeyiz. Ama çalışmaz hale getirebiliriz. Tıpkı Hürriyete Milliyete Sabaha TRT’ye yaptığımız gibi. Kimse onları artık izlemiyor, okumuyor. Bize düşman olan hiçbir şey aynı kalamaz. Değişir ve değiştiği halde artık kimse onlara ilgi falan duymaz.
“Felsefe, din ya da etik ya da politikada, iki ve iki beş olabilir, ancak biri silah ya da uçak tasarlarken hep dört eder”
Bilime sadece sağlıkta , sanayide ihtiyacımız var. Ekonomide, siyasette, sosyal alanda bilim yoktur. Bilim biz ne dersek odur. Evet Yerçekimi yasası vardır ama arz-talep yasası yoktur. Evet suyun formülü olur ama kuvvetler ayrılığı formülü hatalıdır.
Bütün bunlar sosyal medya yasasını size yeterince anlatmadıysa Orwell’in en muhteşem sözü belki size tanıdık gelecektir
BÜYÜK BİRADER SİZİ İZLİYOR