Perşembe, Aralık 12, 2024
AÇIK GÖRÜŞ

Veysi Dündar: “S.O.S. Çağrısı Yapmak İsteseniz Kime ve Neden Yapmak İsterdiniz?”

Veysi Dündar

Mayday, help, imdat ve en nihayet S.O.S. “NEFES ALAMIYORUM” diyenler ne çoktur tahmin edebiliyorum.

Tarihte bugün ne olmuş diye baktım. 10 Haziran 1909’da; telsizle ilk ” S.O.S ” imdat sinyali Slavonia adlı İngiliz gemisinden verilmiş. 
[S.O.S. bir çeşit yardım isteğidir, başı darda olanların kurtarma ekibi çağırmak için kullanmaları gereken mesaj.]

Şöyle bir düşündüm, “S.O.S” sinyali olsa kim bilir kaç kişi hangi nedenle basardı diye… Dün sosyal medyada fark etmiştim “Sessiz Çığlık” adı altında kadınların geliştirdiği bir hareket varmış. Avucuna siyah nokta (⚫️) ile yardım çağrısında bulunuyorlarmış. Bu “beni kurtarın” demekmiş. 

Bir karikatürde de resmedilmişti, yüzde milyon gerçekti sonradan videosu da dönmeye başladı. Kılıcı kaldıran da başı kesilecek olan da aynı S.O.S. ile sesleniyordu.
Allahu ekber”… 

S.O.S. çağrısı ile davet mümkün olsaydı; 
Allah’ı yardıma davet edenler olurdu…
Şarkıda da ilahide de geçer “Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali” 
Resulü çağıran olurdu…
Hz.Ali’yi çağıran olurdu…

Zorda kalan kadınlar ya da kızlar “ilk aşık oldukları adama, Babaya seslenirlerdi” muhtemelen…
Aşk acısı çeken ya da kadınından memnun olmayan “ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” diyen erkekler anneleri çağırırlardı zannımca…
“Abim, kardeşim” diye seslenmek isteyenler de vardır mutlaka…
“Ablam, bacım, kardeşim” diye seslenmek isteyen de…

Kim bilir içimizde neler biriktirdiğimizi, nasıl seslenmek istediğimizi, ukdemizde kalanları, kimimiz Azrail’e kimimiz Cebrail’e seslenmek isterdi herhalde…
Kimimiz Marx’a, Engels’e, kimimiz en başa dönüp Adem’e seslenmek belki “elmayı yeme” diye S.O.S. vermek isterdi. 

Günümüz siyasetçilerini gören Türkiyelilerden acaba kaçı; eskileri çağırmak isterdi. Tonton dede Turgut Özal’ı, kimsesiz Süleyman Demirel’i, Müslüman çocuğu Necmettin Erbakan’ı ya da halkın çocuğu Karaoğlan Bülent Ecevit’i davet edip, bugünkülerle yer değiştirin derler miydi?

Bir nevi telgraf aslında S.O.S.
Bir adaya düşseniz acaba  kime seslenmek isterdiniz şöyle bir düşünün. Korona günlerinde evlat ebeveynlerinden, büyükler evlatlarından kaçışırken… ilk kime seslenir yardım talep ederdiniz acep?

Yeryüzünden Allah’a S.O.S. veren ne çok canlı vardır Allah-u alem… Bilhassa “Dünyanın Siyahileri” dediklerimiz… Amerika’da, Venezuela’da, Afrika’da, Afganistan’da,…
Daha beyaz tenlilerden Suriye’den, Irak’tan, Libya’dan, Yemen’den, Mısır’dan, Kuzey Kore’den, Çin’deki hemen hemen her bölgeden,…

Keyfi katledilen hayvanlardan (-ki dün sosyal medya bir fotoyla çalkanlandı. Hangimiz hayvanız diye sorguladık, kesen mi kesilen mi?), maddi menfaat uğruna traşlanan kesilen ağaçlar, ormanlar…

Bir nevi ruhumuzu kurtar manasında olan S.O.S. butonu nerede basmak istiyorum bir çok durum için.
Mayday, help, imdat ve en nihayet S.O.S. “NEFES ALAMIYORUM” diyenler ne çoktur tahmin edebiliyorum.

Şarkıda ne güzel anlatılır bu çığlık bu kendi başınalık; bir nevi ateşin yakacağı yeri bilmesi gibi…
“aradığın herkese ulaşabilir, yine de kendine varamazsın.
Bütün ıssız adalar kapılmış, bir ıssızlığım bile yok üzgünüm…
hayat bunu bana nasıl yapar dediğim her şey oldu…”

Makalenin alt tarafını boş bırakıyorum. Lütfen bana eşlik edin; “S.O.S. çağrısı yapmak isteseniz kime ve neden yapmak isterdiniz?” diye cevaplayınız…