KHK’lılar Olarak Dönüşe Hazır Mıyız?

Son haftalarda KHK’lıların göreve iadesi ile ilgili olumlu açıklamalar gelmeye başladı. Tekrar hukuk devletine dönülecek olması ve hukuksuz KHKlarin iptal edileceği umudu güçlenmeye başladı. 6’lı masada yer alan liderlerin tamamı hukuka vurgu yaptı ve KHK mağduriyetlerinin Anayasa, Evrensel Hukuk kuralları çerçevesinde çözüleceğini beyan etti. Yine Üçüncü İttifakın bileşenleri de en başından beri KHK’lılar konusunda demokratik duruş sergiliyorlar.

KHK’lılar ve OHAL sürecinin birinci derece yakınları ile beraber hesaba katıldığında 8 milyondan fazla insan yapmaktadır.  8 milyondan fazla insan seçimlerde tercihini, siyasi partilerin, mağduriyetlerin çözümüne yönelik politikalarına göre belirleyecektir.

KHK’lıların çoğunluğunun işlerine dönüşü yaklaşıyor. Şu ana kadar aklı başında insanların öngörüleri tutmadı. O kadar da olmaz dediğim işler oldu.  Ama mutlaka bir gün bu karanlık ve adaletsiz günler bitecektir. Hayatta güzel olan her şeyin bir sonu olduğu gibi kötü olan her şeyin de bir sonu olacaktır. Tarkan’ın şarkısında söylediği gibi;

“Gitçek, gitçek elbet bu da geççek

Her şeyin sonu var bu çile de bitçek.”

Eldeki veriler ve gelişmeler ışığında yakın zamanda işimize döndüğümüzü düşünelim.  Acaba biz hazır mıyız veya ne kadar hazırız? Kırgınlığımızı,  küskünlüğümüzü bir tarafa bırakıp, canla başla çalışıp işimizi eskisi gibi iyi şekilde yapabilecek miyiz?

Çoğumuz 6 yıldır kendi alanımızla ilgili olmayan işlerde çalışmak zorunda kaldık. Yüzlerce arkadaşımız bilmediği ve alışık olmadığı işlerde çalışırken iş kazası nedeniyle hayatını kaybetti. Kendi alanımızda mesleğimizle ilgili güncel değişiklikleri veya yenilikleri ne kadar takip edebildik.

Benim tanıdığım veya beraber çalıştığım KHK’lı öğretmenler, hep veliler tarafından en çok istenen öğretmenlerdi. Özellikle birinci sınıfa çocuğunu yazdıran veliler araya hatır koyup başarılı öğretmenlere çocuklarını vermek isterlerdi.  Acaba tekrar aynısı olabilecek midir?

Bu sorulara benzer onlarca soru eklenebilir.

Yaşanan zorluklar, çileler insanları olgunlaştırır.  Zorluk yaşamış ve o zorluğun üstesinden gelebilmiş insanlar hayatta daha başarılı olurlar.

Kötüyü görmüş ve yaşamış insanlar olarak iyiyi bulmak adına daha çok tecrübeye ve birikime sahibiz.  Geleceğimizin, çocuklarımızın yarınlarının, daha güzel olması için neler yapmamız gerektiği konusunda daha da olgunlaşmış düşüncelere sahibiz.

Göreve döndüğümüzde çok hızlıca toparlanacağımızı ve işimizi eskisinden de daha iyi yapacağımızı düşünüyorum.  Yaptığımız işe dışarıdan bakmış kişiler olarak işimizi daha ileri seviyeye taşıyacağımızı düşünüyorum.

Nazi Almanya’sı döneminde her şeyini kaybetmiş Almanya bugün Avrupa’nın en müreffeh ve en gelişmiş ülkesi konumuna gelmiştir.  Alman halkı geçmiş kötü tecrübeden ders çıkarmış ve bugünün Almanya’sını inşa etmiştir.  Irkçılık ve nefret suçları ile anılan eski Almanya’nın yerini bugünlerde kendi ülkelerindeki zulümden kaçan insanların güvenli sığınağı haline gelmiştir.  Eski Başbakan Merkel Suriye’den göç etmek zorunda kalan insanlar için “Bu insanlar kendi dininden olan, kendi dillerini konuşan ve kendilerine yakın olan Suudi Arabistan yerine bizim ülkemize geliyorlar. Bu durum bizim ülkemizin ne kadar büyük bir medeniyet olduğunun göstergesidir” demişti.

Gelecek siyasi irade eğer ülkeyi yeniden kalkındırmak ve ileri medeniyetler seviyesine çıkarmak istiyorsa KHK’lılar ve mağdurlardan istifade etmelidir.

Her şeyi düzeltmek ve eskisinden de daha iyi yapmak mümkün.  Bu ülkede ve bu ülkede yaşayan insanlarda bunları yapabilecek potansiyel var.

Engin AVCI