17 Ağustos Marmara Depremi: Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız
Kenan Güngördü
Bundan 22 yıl önce, ülkemiz 1939 büyük Erzincan depreminden sonra 20. Yüzyıldaki en büyük ikinci felaketi yaşamıştı. 1999 yılının 17 Ağustos günü Kocaeli – Gölcük merkezli meydana gelen Marmara Depremi ve ardından 12 Kasım’da yaşanan Düzce Depremi büyük bir yıkıma neden olmuştu. 20 binden fazla vatandaşımız bu depremlerde yaşamını yitirmiş, 50 bine yakın vatandaşımız yaralanmıştı. İşte o günden sonra hep birlikte haykırmıştık; “Unutmayacağız, unutturmayacağız!”
1999 Marmara depreminden bugüne geçen 22 yılda, üzülerek görüyoruz ki; meydana gelen depremler ve diğer doğal afetler sonucunda yaşanan can kayıpları, sosyal ve ekonomik travmalar siyasal iktidara hiçbir şey öğretmemiştir. Bu anlamda çalışma yürütmüş bilim insanları KHK ile mesleklerinden ihraç edilmiş ve bu meslek çevrelerince ortaya konan risk ve afet yönetimine ilişkin görüşlere, alınması gerekli önlemlere dikkat çeken açıklamalara itibar edilmemiş, yıllar süren çalışma ve raporlar göz ardı edilmiştir. Bu ihmal ve umursamazlık nedeniyle yıllar içinde yaşanan felaketlerde binlerce insanımız hayatını kaybetmiştir.
Siyasal iktidarın, son 22 yılda, yaşanan her felaketin ardından yaptığı “kader” açıklamaları ve göstermelik “yaraları sarma” girişimleri, toplumsal tepkiyi azaltmak için yapılan illüzyondan başka bir şey değildir. Bu süreçte çıkarılan her yeni yasa, yapılan her yeni mevzuat düzenlemesi, kurulan her yeni komisyon incelendiğinde, sadece “felaketleri ranta çevirme becerileri” görülmektedir.
Bunlarla da yetinilmeyerek sadece deprem konusunda değil heyelan, sel, tsunami, küresel iklim değişikliğinin yarattığı etkiler gibi tehlike unsurlarına karşı yerel düzeydeki sınırlı ve çoğunlukla afet sonrası çabaların dışında, ülke genelinde, sistematik bir “risk yönetim sistemi” inşa edilmemiş, ülkemizin “afet gerçekliği” imar, tarım, madencilik, enerji, sanayi gibi ana sektörlerde karar süreçlerinde göz ardı edilmiş/edilmeye devam etmektedir.
Bugün bile depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, deprem gerçeğiyle gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe kaydettiğimiz söylenemez.
Gerekli tedbirler alınmadığında, doğal afetlerin ne büyük toplumsal felaketlere dönüşebildiğinin en acı örneği olarak tarihe geçenbir kentin insanları olarak, acımız hala bitmedi… Korkumuz hala geçmedi…Endişemiz hala sürmekte…Hayallerimiz hala göçük altında…
17 Ağustos Marmara Depremi vesilesiyle bir kez daha depremlerde ve afetlerde hayatını kaybeden on binlerce insanımızı rahmetle anıyor, bu rant düzenine karşı her yerde mücadeleyi yükselteceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız!