Çarşamba, Aralık 11, 2024
DÜNYAGÜNDEMHABERLERSAĞLIK

Halk Sağlığı Bakış Açısıyla Pandeminin Birinci Yılı

HASUDER, kısa, orta ve uzun vadede önemli olan noktaları ve önerilerini sıraladığı “Halk Sağlığı Bakış Açısıyla Pandeminin Birinci Yılı” raporunu yayınladı.

Covid-19 pandemisinin başlangıcından itibaren 120 milyona yakın vaka ve 2,7 milyona yakın ölüm gerçekleşti.

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) “Halk Sağlığı Bakış Açısıyla Pandeminin Birinci Yılı” raporunu yayınladı. HASUDER Yönetim Kurulu adına Prof. Dr. Pınar Okyay ve Prof. Dr. Sarp Üner’in kaleme aldığı raporda, “COVID-19 ile tek bir pandemi yerine, açlık, eşitsizlik, yoksulluk, şiddet, eğitimsizlik pandemileri ile de yüzleşmiş durumdayız. Bu durumu yeniden inşa etmek tek çıkış yolumuzdur” vurgusu yapıldı.

HASUDER’e göre bu dönem için kısa vadede en önemli konu, “Salgının Yönetimi.”

Buna göre öne çıkan bazı noktalar şöyle:

  • “Salgın yönetimini güçlendirmenin temel anahtarı halk sağlığı uzmanlarıdır. İllerde Halk Sağlığı Anabilim dallarından akademik personel pandemi yönetimine daha fazla dahil edilmeli, sahada çalışan halk sağlığı uzmanlarına aldıkları eğitime, bilgi ve becerilerine uygun daha fazla rol ve yetki verilmelidir.
  • Pandemi mücadelesinde ilk günden itibaren tedavi edici hizmetler ön plana çıkmış bir anlamda ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında klinik yaklaşım ile salgın sonlandırılmaya çalışılmıştır. Oysa salgın mücadelesinin yeri sahadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla sunulduğu, aile sağlığı merkezlerinin de katkı verdiği güçlendirilmiş filyasyon ekipleri ile geniş temaslı takibi, yaygın test uygulaması ve izolasyon/karantinaya ağırlık verilmesi gerekmektedir.
  • Aşı ve aşılama çok önemlidir. En kısa zamanda aşı tedariki ile ilgili sorunların giderileceğini umuyoruz. Ülkemizde tek tip aşı uygulamasının çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Yeni aşıların sağlanması durumunda, aşı uygulanacak grup sıralaması, başta görev nedenli önceliklendirmeler ve risk gruplarındaki aşının yanıtı olmak üzere yapılacak değerlendirmelerle gelen aşıların en uygun şekilde kullanılması hedeflenmelidir. 
  • Kamu dışındaki örgütsel yapıların salgın sürecinin değerlendirilmesine dahil edilmesinin ortak akıl yaratma ve güven geliştirme açısından katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu nedenle, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere salgın yönetimde meslek örgütleri ve uzmanlık derneklerinin bilimsel desteğinden yararlanılması gerekmektedir.”

Orta vadede ise en önemli konunun “Sağlık Hizmet Sunumda Gerçekleştirilmesi Gerekenler” olduğunu düşünen HASUDER şu noktalara dikkati çekiyor:

  • “Pandemi öncesinde birinci basamaktaki koruyucu sağlık hizmetlerinin “birey (ASM) ve toplum (İSM)” olarak bölünmesi ve bu iş bölümündeki aksaklıklar/yanlışlıklar, salgın döneminde de önemli zararlar vermiştir. ASM’lerin bölge tabanlı hizmet vermesinin, İSM ve ASM arası dayanışma ve iş birliğinin doğru yapılandırılmasının bir an önce sağlanması gereklidir.
  • Sağlık sistemimizde yeni bina ve nitelikli yatak kapasiteleri ile önemli yer tutmaya başlayan şehir hastaneleri bulundukları illere kayda değer yeni yatak kapasitesi kazandırmamıştır. Pandemi döneminde fazlasıyla ihtiyaç duyulan “temiz hastaneler” ve eksik yatak sayıları ve yoğun bakım hizmetleri şehir hastanesi açılımı nedeniyle kapatılan hastanelerin tam kapasiteyle gecikmeden açılması gerekmektedir.
  • Ülkemizde Tele sağlık/Tele Tıp hizmetlerinin kurulması yönündeki gelişmeler sevindiricidir. Bu hizmetler gelecekte çok daha yoğun bir biçimde hayatımıza girecektir. Yüz yüze görüşme olanağının olmadığı durumlarda hasta ve sağlayıcı arasında kesintisiz iletişim sağlayabilir. Bu uygulamaların kullanımı için; yeterli-sürekli bağlantı, iletişim teknolojileri ve iletişim altyapısı ile bilgilerin kullanımını kolaylaştırmak için hasta ve hekim eğitimi gerektirmektedir. 
  • Aşı üretimi, araştırma ve halk sağlığı bilişimine gerekli yatırımı yapacak bir finansman ayırmak, halk sağlığı insan gücü yetiştirmek ve bu doğrultuda politik kararlılık göstermek gerekmektedir.”

Uzun vadede ise “Eşitsizliklerin ve Ayrımcılığın Giderilmesi” gerektiğinin altı çiziliyor. Bu konuda ise öne çıkanlar şöyle:

  • “Küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde eşitsizliklerin önlenmesi pandemi mücadele ve iyileşme planlarının ayrılmaz parçası olmalıdır. En geride kalanlara ulaşmaya odaklanarak, kırılgan ve kritik gruplar, kadın, çocuk ve yaşlılarda pandemik hastalığın etkilerini azaltmaya yönelik önlemler planlara entegre edilmelidir.
  • İyi işleyen, adil ve erişilebilir halk sağlığı sistemlerine ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, yüksek kaliteli birinci basamak sağlık hizmetlerine öncelik vermeli, halk sağlığı sistemlerine daha fazla yatırım yapılmalıdır.
  • Evrensel sağlık kapsayıcılığının geliştirilmesi, gerekli sosyal güvenlik paketlerinin sağlanması ve kişilerin, sağlık hizmetlerinde mali zorluk yaşamamalarının sağlanması gerekmektedir.
  • Gelecekteki pandemileri önlemek için, COVID-19’un kökenlerini ve ortaya çıkışını anlamak ve ekosistem ve insan sağlığını korumak ve geliştirmek için Tek Sağlık yaklaşımını benimsemenin çok önemli olduğu anlaşılmıştır.”