ABD, Yaptırım Kararını Açıkladı: Yaptırım Kimleri, Hangi Kurumları Etkiliyor?
ABD, S-400 Rus Hava Savunma Sistemi’ni satın aldığı gerekçesiyle Türkiye’ye yönelik Senato’dan geçen yaptırım kararını devreye soktu.
CAATSA kapsamındaki yaptırımlar, Türk Savunma Sanayii’ni hedef alıyor.
ABD Hazine Bakanlığı’nın açıkladığı yaptırımlara göre, Savunma Sanayi Başkanlığı ABD’den ihracat lisansı alamayacak ve ABD’li ve uluslararası finans kuruluşlarından kredi alamayacak.
Yaptırım listesinde Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in yanı sıra, Savunma Sanayii Başkanlığı Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığı Grup Müdürü Mustafa Alper Deniz, Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığı Serhat Gençoğlu ile Savunma Sanayii Başkanlığı Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit de yer aldı.
Yaptırım listesindeki kişilerin ABD’deki mal varlıklarının dondurulacağı ve vize kısıtlamaları getirileceği kaydedildi.
Yaptırım kapsamına alınan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, kişisel Twitter hesabından bir açıklama paylaşarak, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinde Tam Bağımsız Savunma Sanayii hedefimizde kararlılıyız. Şahsım veya kurumumuza yönelik yurt dışında alınan her hangi bir karar, benim ve ekibimin duruşunu değiştirmeyecek; Türk savunma sanayiini hiç bir şekilde engelleyemeyecektir” ifadesini kullandı.
Konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, “Türkiye’yi S-400 problemini derhal çözmek için ABD ile koordinasyon halinde çalışmaya çağırıyorum. Türkiye, ABD için değerli bir müttefik ve önemli bir bölgesel güvenlik ortağı. Türkiye’nin S-400 pozisyonunun teşkil ettiği engeli ortadan kaldırarak, on yıllardır süren üretken savunma sanayi iş birliğimizi sürdürmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Pompeo ayrıca Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Uyarılarımıza rağmen Türkiye, Rusya’dan S-400 sistemlerini satın aldı ve test etti. Bugün Türkiye’nin Savunma Sanayi Başkanlığı’na uygulanan yaptırımlar, ABD’nin CAATSA’yı tamamen uygulayacağını kanıtlıyor. Rus savunma sektörüyle alışverişlere müsamaha edilmeyecek” ifadesini kullandı.
ABD’nin yaptırım kararına Türk Dışişleri’nden jet tepki geldi.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “ABD’nin Türkiye’ye karşı tek taraflı yaptırımlar içeren kararını kınıyor ve reddediyoruz” dendi.
CNN Türk’ün aktardığına göre, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Meclis’teki konuşmasında, “Yaptırımları elimizin tersiyle ittik. Milli meselemizdir, onurlu duruşumuzu sergiliyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sessizliğini korurken Saray’dan tepki gönderme içeren tepki mesajları geldi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan videolu bir cevap geldi.
Paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından yaptığı konuşmadan bir kesite yer verildi.
Erdoğan’ın şu sözleri alıntılandı:
“Biz, ne komşularıyla, ne de başka herhangi bir devletle gerilim, hele çatışma peşinde koşan bir ülke asla değiliz.
Kendimizle birlikte tüm bölgemizin ve dünyanın huzuru, refahı, esenliği için mücadele ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ABD’nin Türkiye’ye S-400 sistemleri nedeniyle yaptırım uygulama kararı almasını, “Türkiye’nin dik duruşunu herhangi bir ülkenin yaptırım kararı etkileyemez.” şeklinde değerlendirdi.
Oktay, Twitter’daki paylaşımında şunları kaydetti:
“ABD tarafından alınan yaptırım kararı, Cumhurbaşkanımız liderliğinde ulusal çıkarlarımız ve savunma sanayimiz için attığımız adımlardaki kararlılığımızı daha da artıracaktır. Türkiye’nin dik duruşunu herhangi bir ülkenin yaptırım kararı etkileyemez. ABD’nin bu kararını kınıyor ve düştüğü bu yanlıştan bir an evvel dönmeye davet ediyoruz.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye, savunma sanayi alanındaki hedeflerine ulaşmak için adımlarını kararlı bir şekilde atmaya devam edecek” dedi.
Muhalefet cephesinden ilk tepki ise İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den geldi.
Akşener, “Gün gelir; iyi ikili ilişkiler her ülkeye lazım olur” derken, “Türkiye’nin meselelerine karşı gösterilen vurdumduymazlığın, canı sıkıldığında yaptırıma başvuran bir şımarıklıkla taçlandırılması; ne müttefikliğe yakışır ne de Türkiye ile ABD arasındaki dostluğa katkıda bulunur. Ne var ki gün gelir; iyi ikili ilişkiler her ülkeye lazım olur” görüşünü dile getirdi.
CHP’den ise, İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Danışmanı Ünal Çeviköz, partisi adına açıklama yaptı.
Çeviköz, yaptığı açıklamada “Ülkemizin Rusya’dan S-400 füze sistemi alımına ilişkin olarak ABD’nin yaptırım uygulama kararı almasını derin bir endişeyle karşılıyor ve bu kararı şiddetle kınıyoruz” diyerek, “Söz konusu yaptırımların nedeni olan S-400’lerin alımı, Türkiye’nin egemen kararıdır; o nedenle yaptırım adımını asla kabul etmemekteyiz” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin S-400’leri almaya mecbur bırakıldığını söyleyen Çeviköz, parti olarak krizi aşma konusunda her türlü çabaya hazır olduklarını vurguladı.
ABD’nin yaptırım kararı sonrası dolarda ciddi bir değişiklik gözlenmiyor.
Dolar/TL saat 21.45 itibarıyla 7,83 lira seviyesinde seyrediyor.
Ancak dövizdeki hareketin, çarşamba sabahı daha net görülmesi bekleniyor.
Öte yandan yaptırımların gerekçesi olarak gösterilen S-400’lerin sahibi Rusya’dan da ABD’ye tepki geldi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması, uluslararası hukuka karşı kibirli tutumunun bir başka tezahürüdür” görüşünü savundu.
CAATSA, ABD Başkanı’nın beş veya daha fazla yasayı yürürlüğe koyacağı bir yaptırım paketi.
Kanunun 235. Maddesinde tanımlanan yaptırımlardan biri, başkanın bilerek, bu yürürlüğe girme tarihinde veya onun adına veya onun adına faaliyette bulunduğunu belirler.
CAATSA yasası ilk olarak 2 Ağustos 2017 yılında kongrenin onayı dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın imzasıyla yürürlüğe konuldu. CAATSA’nın dayanağı ise İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar olarak gösteriliyor.
CAATSA 231. Madde; “Rusya Federasyonu’nun savunma ya da istihbarat sektörleriyle ya da bunlar adına çalışan kurum ve kişilerle önemli düzeyde alışverişte bulunan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını” öngörüyor.
CAATSA’nın 231. Maddesini uygulama yetkisi, 29 Eylül 2017 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı’na devredilmiştir. Türkiye’ye Rusya’dan S-400 füze hava savunma sistemi alımı sebebiyle yaptırım uygulanması ısrarının arkasında ise yine kısa adıyla CAATSA yani “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası” yatıyor.
70 sayfalık CAATSA yasasında 12 yaptırım kalemi yer alıyor.
ABD Başkanı olan kişi, bu 12 yaptırımdan en az beşini seçmek zorunda. CAATSA yaptırımları arasında şu maddeler yer alıyor; 1- ABD başkanı ABD Eximbank’ı (ithalat-ihracat bankası), yaptırım uygulanan kişinin ülkeden mal ve hizmet ithal etmesiyle ilgili sigorta ve garanti edinimi ile kredi uzatımı konularında onay vermemesi için yönlendirebilir.
CAATSA yaptırımları arasında şu maddeler yer alıyor:
1- ABD başkanı ABD Eximbank’ı (ithalat-ihracat bankası), yaptırım uygulanan kişinin ülkeden mal ve hizmet ithal etmesiyle ilgili sigorta ve garanti edinimi ile kredi uzatımı konularında onay vermemesi için yönlendirebilir.
2 -ABD başkanı ABD hükümetine, yaptırım uygulanan kişinin ülkeden herhangi bir dayanıklı mal veya teknoloji ithal etmesine izin verecek lisans veya yetki belgesi vermemesi yönünüde direktif verebilir. Bu maddenin kapsamına askeri mühimmat ve nükleer bağlantılı malzemeler de giriyor.
3 -ABD başkanı, ABD’deki finans kurumlarına yaptırım uygulanan kişiye kredi vermeme yönünde direktif verebilir. Buna göre, yaptırım uygulanan kişi ABD’den toplamda en fazla 10 milyon dolar kredi kullanabilir.
4 -ABD başkanı, uluslararası finansal kuruluşlardaki (IMF, Dünya Bankası gibi) ABD’li üst düzey yöneticilere, yaptırım uygulanan kişiye kaynak aktarılmaması için görüş bildirmeleri veya bu kuruluşların, yaptırım uygulanacak kişinin faydasına olabilecek kredi verme kararlarına karşı oy kullanmaları yönünde direktif verebilir.
5 -Yaptırım uygulanan taraf finans kurumuysa, bu kurumun ABD piyasasındaki işlemleri kısıtlanırken, ABD devlet tahvillerine erişimi engelleniyor.
6 -ABD yönetimi yaptırım uygulanan kişiden mal ve hizmet tedarik etmeyi durdurabilir.
7 -ABD başkanı, ABD’nin yetki alanı dahilinde, yaptırım uygulanan kişinin faydasına olacak herhangi bir döviz alım-satım işlemi yapmasını engelleyebilir.
8 -ABD başkanı, ABD’nin yetki alanı dahilinde, yaptırım uygulanacak kişinin faydasına olacak bir ödeme veya kredi aktarımının finansal kuruluşlar arasında veya finansal kuruluşlar aracılığıyla ya da finansal kuruluşlara yapılmasını engelleyebilir.
9 -Yaptırım uygulanan kişinin ABD’de mülk edinmesi ve bir mülkle ilgili her türlü işlemi yapması engellenebilir.
10- ABD başkanı, ABD’li bir kişi veya kurumun yaptırım uygulanan tarafa yatırım yapmasını veya her türlü tahvil ürünü almasını engelleyebilir.
11 -ABD başkanı, ABD Dışişleri Bakanlığı’na, kapsamı başkan tarafından belirlenmek üzere yaptırım uygulanan taraf ilgili kişilere vize kısıtlaması getirmesi için direktif verebilir. Başkan ABD İçgüvenlik Bakanlığı’na bu kişilerin üşkden çıkarılması talimatını da verebilir.
12 -ABD başkanı, yaptırım uygulanan tarafın yöneticilerine ve yetkililerine bahsedilen yaptırımları uygulayabilir.
CAATSA yaptırımlarının hedefindeki Savunma Sanayii Başkanı Prof Dr İsmail Demir’in biyografisi, başkanlık sitesinde yer alan bilgilere göre şöyle:
“İsmail Demir, 1960 yılında Elazığ’da doğdu. İlköğrenimini Ankara ve Eskişehir; orta ve lise öğrenimini Eskişehir’de tamamlayarak 1982 yılında İTÜ’den Uçak Mühendisi olarak mezun oldu. Uludağ ve İstanbul Teknik Üniversitelerinde birer yıl Araştırma Görevlisi olarak çalıştıktan sonra 1985 yılında MEB bursu ile Yüksek Lisans ve Doktora öğrenimi için ABD’ye gitti.
Michigan Üniversitesi’nde Uygulamalı Mekanik, Purdue Üniversitesi’nde ise Uzay ve Havacılık dalında Yüksek Lisans derecesini aldı. 1989 yılında doktora eğitimi kapsamında katı cisim mekaniği, çatlak mekaniği ve malzeme konularında çalışmaya başladı. En iyi Lisans Üstü Araştırmacı ödülünü aldığı bu bölümde çeşitli konularda Araştırma Görevlisi olarak da çalıştı. Ayrıca, doktora sırasında Livermore ve Pasifik Kuzeybatı Laboratuvarları gibi araştırma kurumları bünyesinde yürütülen araştırmalarda görev aldı. 1992 yılında Washington State Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden Doktora derecesi ile mezun oldu. Mayıs 1992’de; Kanada, British Columbia ve Victoria Üniversitelerinde Doktora Sonrası Araştırmacı olarak yarı iletken tekil kristal büyütme (Single Crystal Growth) konusunda çalışmalar yaptı. 1993 yılında Suudi Arabistan Kral Suud Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı.
1997 yılında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinden Uçak Elemanları ve Malzemesi dalında Doçentlik unvanı aldı. Bu süre zarfında kısa dönemlerle çeşitli araştırma projelerine katılmak üzere ABD’ye giderek Livermore, Kuzeybatı Pasifik Milli Laboratuvarları, Washington State Üniversitesi Malzeme Araştırma Merkezi ve Makina Mühendisliği bölümlerinde kısmi zamanlı araştırmacı olarak malzeme, nümerik modelleme, mikro ve mezomekanik ile Nanoteknoloji konularında araştırmalar yürüttü.
2002 yılında araştırmacı olarak Washington State Üniversitesi Malzeme Araştırmaları Merkezinde çalışmaya başlayarak DARPA projelerinde görev aldı ve Mikroelektromekanik sistemler üzerine araştırmalar yaptı.
2003 yılı sonunda yeni yönetimin daveti üzerine Türkiye’ye dönerek Türk Havayolları Anonim Ortaklığı bünyesinde Eğitim Başkanı olarak göreve başladı. Nisan 2005 tarihinde THY’de Teknikten Sorumlu Genel Müdür yardımcılığı görevine getirildi. Görevi süresince THY’nin uzmanlık alanlarına göre alt şirketler oluşturulması ve hisselerinin çoğunluğunun halka arz edilerek özelleştirilmesi süreçlerine etkin olarak katıldı.
Mayıs 2006’da THY Bakım Onarım biriminin başındayken bu birimin THY’den ayrılarak ayrı tüzel kişiliği olan bir şirket olarak yapılanmasını sağladı ve THY Teknik A.Ş.’nin ilk Genel Müdürü oldu. Bu görevi yürüttüğü sırada THY Teknik (Turkish Tecnic) markasını oluşturmakla kalmayıp THY Teknik’i, THY dışındaki şirketlere de hizmet veren dünya çapında bir uçak bakım onarım şirketi konumuna getirdi. Bu çabalar neticesinde THY Teknik kısa sürede en iyi 10 Uçak Bakım Onarım şirketi (MRO) arasına girmeyi başardı ve nihayetinde Avrupa’nın en iyi uçak bakım-onarım şirketi (MRO) seçilme başarısını gösterdi.
2014 yılına kadar THY Tekniğin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak devam ettirdiği bu görevi sırasında; Amerikalı Pratt&Whitney Motor şirketi ile 150 milyon ABD doları sermayeli Turkish Engine Center adlı uçak motorları bakım onarım şirketi, Amerikalı Goodrich AeroStructures firması ile uçak motor kaportası ve ters tepki ünitelerinin bakım onarımı için Goodrich Turkish Tecnic Service Center (GTTSC), Zorlu Enerji ile TURKBINE adlı Uçak Motorları ve Gaz Tirbünleri Bakım Onarım Şirketi, TUSAŞ ile Uçak Kabin içi Ekipmanları İmalat şirketi (Turkish Cabin Interior TCI), Kibar Holding ile Uçak Koltuk İmalat şirketi (Turkish Seat Industries-TSI) gibi ortaklıkların kurulmasını sağlayarak ilgili şirketlerde Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.
Türk hava Yolları Şirketinde görev yaptığı dönemlerde, 2004 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı civarında 80’li yıllarda rahmetli Turgut Özal’ın İleri Teknoloji Parkı (ITEP) alanı olarak adlandırdığı bölgeye katma değer sağlamak amacıyla dünya klasmanında bir bakım onarım merkezi kurma ideali ile SSB’den arazi tahsisi ve kiralanması görüşmeleri ile başlayan HABOM projesi çeşitli handikaplara, inşaat ve zemin problemlerine rağmen başarı ile tamamlanan ilk proje oldu. 300 milyon doların üzerinde bir inşaat ve 100 milyon doların üzerinde bir ekipman maliyetiyle kurulan 370 bin metrekarelik kapalı alana sahip havacılık bakım onarım merkezi, mimari ve inşaat teknikleri açısından Türkiye’de ve Avrupa’da ilk denilebilecek uygulamaların hayata geçirildiği yerdir.
Aynı dönemde Ankara Esenboğa havalimanında bir Hangar yapılması ve Atatürk Havalimanında özel bir şirketin işletmekte zorluk çektiği devasa iki yeni hangarın THY Teknik bünyesine katılması gibi hamleler yaptı. Ayrıca teknisyen yetiştirme programları ile kabiliyet ve kapasite açısından THY Tekniğin bir marka olarak Dünya MRO pazarında yer almasını sağladı. Göreve başladığı 2005 yılında yıllık 200 milyon ABD doları ciro, %10 üçüncü parti müşteri ve 2500 kişi ile THY’nin bir birimi olarak faaliyete başlayan THY Teknik şirketini; 850 milyon ABD doları cirolu, %28 üçüncü parti müşterili ve 5 bin kişilik bir şirket olarak bıraktı.
Nisan 2014’te kendisine teklif edilen Savunma Sanayii Başkanlığı görevini kabul ederek Resmi Gazete’nin 12-04-2014 tarih ve 28970 sayılı yazısıyla Savunma Sanayii Başkanlığına atandı.
Savunma Sanayi Başkanı olarak Türkiye’de birçok savunma sanayii projesinin tamamlanmasını ve yeni projelerin başlatılmasını sağladı. Bu çalışmalar kapsamında proje adedini iki kat artıran DEMİR; Tavizsiz, yerli ve milli bir savunma sanayii idealini hayata geçirmek üzere yeni yapılanmalarla tedarik ve modernizasyon süreçlerini “İstiklal ve İstikbalimiz İçin” sloganı ile yürütmeye devam etmektedir.
Çeşitli uluslararası dergi ve konferanslarda kompozit malzemeler, çatlak mekaniği, teorik ve nümerik elastik modellemeler, mikro elektromekanik konularında çok sayıda makalesi yayımlanan DEMİR, 2013 yılında Profesörlük unvanını almış olup evli ve dört çocuk babasıdır.”